| Bunun üzerine bir uyarı koymalılar sigaraların üzerine koydukları gibi. | Open Subtitles | يجب عليهم ان يضعوا تحذيرات هل هذه المنتجات |
| Üç el ateş, uyarı yapmaksızın. Siyahi insanlardan korkuyor mu yoksa? | Open Subtitles | ثلاث طلقات ، بدون تحذيرات هل يخاف من السود أم ماذا ؟ |
| O bir çocuk. 800 uyarı yazısını okudum. | Open Subtitles | مستحيل، إنها طفلة قرأت تحذيرات الاستعمال |
| Kahve fincanlarının üzerine içeriğinin sıcak olabileceğini bildiren uyarılar koyuyoruz. | TED | يضعون تحذيرات على فناجين القهوة لتخبرنا أن محتوياتها قد تكون حارة |
| Şehirde ve çevresindeki çöl bölgelerinde... su baskınlarına karşı uyarılar yapılmakta. | Open Subtitles | و أطلقت السلطات تحذيرات عن احتمال حدوث فيضانات بسرعة في المدينة .و في المناطق الصحراوية المحيطة |
| Pilot kabini ses kayıt cihazı, motorun sesini, arıza uyarılarını ve.. ...gerekli bütün öteki sesleri içermek üzere, kabindeki sesleri kaydeder. | Open Subtitles | يسجل الأول الأصوات من داخل قمرة القيادة، ويتضمن ذلك ضوضاء المحرك، تحذيرات الكمبيوتر، وأخرى ذات أهمية |
| Sel uyarıları verilmeye başlandı, hatta Hawaii'de kar yağıyor! | Open Subtitles | تحذيرات فيضانِ خَرجت، وفي هاواي بَدأَ بالإثْلاج |
| Dinle, Sahil güvenlik resmi olarak kasırga uyarısı verdi. | Open Subtitles | أسمع هذا هو الموظف المسئول عن تحذيرات الأعاصير |
| Ulusal Bilim Enstitüsünün şiddetli uyarılarına rağmen ...tartışma köprü mükemmel şekilde dayandı. | Open Subtitles | لقد كان هناك جدلا على هذا النوع الجديد من الحديد بالرغم من انه اخذ تحذيرات جديد من المعهد العالى للعلوم |
| Olmaz. O bir çocuk. 800 uyarı yazısını okudum. | Open Subtitles | مستحيل، إنها طفلة قرأت تحذيرات الاستعمال |
| Faturayı ödemediğiniz için, size üç kez uyarı göndedik... | Open Subtitles | لقد أرسلنا ثلاث تحذيرات ، وفى حالة عدم دفعك |
| Her zaman uyarı ve kılavuzlar yayınlıyorlar ama insanlar artık dinlemiyor. | Open Subtitles | يصدرون تحذيرات ومبادئ توجيهية في كل وقت، ولكن لم يعد يهتم بها الناس |
| Dostum, keşke çılgın kızlar yaklaştığı zaman da uyarı alsaydım. | Open Subtitles | يا رجل اتمنى لو كانت لدي تحذيرات تخبرني متى يقتربن الفتيات المجنونات |
| Çiş yapmak ve mesajlaşmak konusunda gerçekten uyarı koymalılar. | Open Subtitles | عليهم أن يضعوا تحذيرات بشأن المراسلة والتبول |
| Ve köyleri isyan saldırılarından korumak için, savaşın önüne erken uyarı radio ağı inşa ettik. | Open Subtitles | ولقد قمنا ببناء شبكة تحذيرات مبكرة من الحرب لنحمي القرى من هجمات المتمردين |
| Nostradamus'un dörtlüklerindeki gibi, bu çizimlerinde insanlık için hayati önem arz eden uyarılar vermekte, insanların kehaneti görmezden gelmelerini güçleştirmekte. | Open Subtitles | طبقاً لرباعيات نوستراداموس فإن هذه الرسومات تُعطينا تحذيرات و التنبؤات الرائجة تجعل من الصعب تجاهلها |
| Üniformalı memurlar kampüslerde uyarılar dağıtıyorlar. | Open Subtitles | ضباط فى الزى الرسمى يرسلون تحذيرات خلال الحرم الجامعى |
| Eğer bu konuda uyarılar aldıysanız, evlerinizi boşaltmanız söylendiyse uyarılara kulak verin ve sığınak aramaya başlayın. | Open Subtitles | إذا كان لديك نشرة تحذيرات. إذا طلب منك الإخلاء. استمع إلى هذه التحذيرات جيدا وتأكد من البحث عن ملجأ. |
| Eğer babanın uyarılarını dikkate alsaydın, bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | تعرف أنك لو إستمعت إلى تحذيرات أبيك لا شيئ من هذا كان سيحدث |
| Elektrik tehlikesi uyarılarını bile okuyan bir adamım. | Open Subtitles | أنا الرجل الذي يقرأ تحذيرات الخطر الكهربائية |
| Ama bu benim fikrim. Ben kitlesel yıkım lehine kıyamet uyarıları yapmaya meyilliyim. | Open Subtitles | أميل إلى إصدار تحذيرات مشؤومه عن دمار شامل |
| Tesla'nın uyarısına kendinin de tahmin ettiği gibi kulak asılmadı. | Open Subtitles | تحذيرات تيسلا ذهبت أدراج الرياح |