- Bu dava da diğer çözülmemiş davalar arasında yerini alacak gibi. | Open Subtitles | سيخزن مع أمثاله من صناديق الأدلة صناديق لجرائم لم تحلّ |
Boş zamanlarımda çözülmemiş cinayetlerle ilgili bir çevrimiçi topluluğa katkıda bulunuyorum. | Open Subtitles | حسناً، في وقت فراغي، أساهم مع جماعة على الأنترنت اختصاصها جرائم القتل التي لم تحلّ |
Buraya bak, polis umutsuzca davayı çözmek için uğraşıyor. | Open Subtitles | انظري، الشرطة تحاول بشتى الوسائل أن تحلّ هذه القضية |
Proje ödevlerimiz var. 3 vücut problemini çözmek zordur,biliyorsun? | Open Subtitles | أنت تعرف كيف تحلّ مشاكل الجسد الثلاثة ؟ |
Şimdi, problemi çözebilmen için, mantık yoluyla çözmen için,.. | Open Subtitles | والآن، لكي تحلّ هذه المسألة، بطريقة منطقية... |
Diosa olayını çözmez ama itibar kazandırdı. | Open Subtitles | مع أنّها لا تحلّ قضية ديوسا، ولكنّها تُكسبني سمعةً طيّبة |
Ancak bu, sorunlarımdan sadece birini çözüyor. | Open Subtitles | علي أيّة حال ، إنها تحلّ فقط مُشكلة من مُشكلاتي |
Şaşırtıcı ki bu hediye sepetleri hiçbir şeyi çözmedi. Bekle baba. | Open Subtitles | سِلال الهدايا هذه لم تحلّ أي شيء |
Çoğu vakada kayıp kişiler canlı olarak bulunuyor fakat bazı vakalar asla çözülemiyor. | Open Subtitles | "في معظم القضايا يتمّ العثور ...علىالمفقودينأحياء" "ولكن بعض القضايا لا تحلّ أبداً ..." |
Adaletli şehrimizdeki bütün çözülmemiş dava dosyalarını kapatabiliriz. | Open Subtitles | كل القضايا التي لم تحلّ... في مدينتنا الجميلة. |
Hayır, hepsinin çözülmemiş olması şüpheli kimse olmaması ve hiçbir dosyada değişme olmaması dışında. | Open Subtitles | كلا ، بإستثناء أنّ كلّ القضايا لم تحلّ لا يوجد مشتبه بهم ، ولا أيّ تقدّم ...في أيّ من القضايا |
Kanı araştırdıklarında, 2011'de New Rochelle'de çözülmemiş bir davayla ilişkili bir DNA'ya rastlandı. | Open Subtitles | حينما تفحّصواْ الدّم حصلواْ على نتيجة للحمض النووي توافقت مع قضيّةٍ لم تحلّ في "نيو روتشِل" في 2011. |
Şifreleri çözmek senin işin. | Open Subtitles | بات الآن على عاتقك أن تحلّ شفرة الوشم |
Biliyorsun, sadece çözmek istiyorlar bunu. | Open Subtitles | تعرف، هم فقط أرد أن تحلّ هذا. |
Vakayı çözmek için yapmadın. | Open Subtitles | لم تقم بذلك كي تحلّ الأحجية |
Tabi bunun içinde beni çözmen gerekiyor, kardeşim. | Open Subtitles | هذا سيحتّم أن تحلّ قيودي يا أخي. |
Tabi bunun içinde beni çözmen gerekiyor, kardeşim. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}.هذا سيحتّم أن تحلّ قيودي يا أخي |
Bu boktan işi çözmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تحلّ هذه الأمور |
Davaları bizim çözdüğümüzden daha iyi çözmez. | Open Subtitles | لا تحلّ الجرائم بأفضلَ ممّا كنّا نفعل |
Belge doldurmak bu işi çözmez. | Open Subtitles | الكتابات الورقية لن تحلّ لنا هذا |
İncil'iniz bu problemi cennet ile çözüyor. | Open Subtitles | تحلّ التوراة خاصّتكم تلك المشكلة بتقديم مفهوم "الجنّـة" |
Her nedense alışılmadık cömertliğin kısa bir eylemi hiçbirşeyi çözmedi. | Open Subtitles | بطريقة ما فالتصرفات المقتضبة من الكرم غير المعهود لا تحلّ شيئا -مرحبا يا (كراستي ) |
Bazı şeyler burada çözülemiyor. | Open Subtitles | بعض الأشياء لا يمكن أن تحلّ هنا. |