Çünkü bunlar size zamanı geldiğinde kalkabileceğiniz konusunda güvence veriyor. | Open Subtitles | لأنها تطمئن المرء بأنه سيكون على قدر المهمة عندما تحين |
Şimdi size soruyorum; o an sonunda geldiğinde ve bazen gece yarısından saat 2'ye kadar karanlık bir gece daha yaşandığında nasıl hissedilir? | TED | لذا أنا اسألكم الآن ماذا سيكون شعوري عندما تحين ساعته في ليلة اخرى مظلمة بين منتصف الليل والساعة الثانيه صباحا؟ |
Bununla birlikte, biyolojik bir organizmaya benzeyen bir robotunuz varsa, ömrünün sonuna geldiğinde ölecek ve hiçbir şeye ayrışmayacak. | TED | على الجانب الآخر، لو أن لديكم روبوتاً صغيراً ككائن حي جرثومي، عندما تحين نهاية حياته، يموت ويصبح لا شيء يُذكر |
Konuşmaya gelince çok iyisiniz, ama iş kavgaya gelince şu küçük çocuk bile, hepinize beş basar ! | Open Subtitles | انتم تتحدثون كثيرا ولكن عندما تحين المسؤولية فإن هذا الفتى أفضل منكم |
İmkânını bulur bulmaz o tapu senedi iadesini imzalamanı istiyorum. | Open Subtitles | سأحتاج أن تقومين بإمضاء أوراق إعادة الأرض عندما تحين الفرصة. |
Onu tekrar eğitime çıkartalım ki ölmeden önce kalabalığı iyice memnun edebilsin. | Open Subtitles | أود رؤيته يعود إلى التدريب حتى يثير الجمهور أفضل قبل أن تحين ساعته |
Ha on sentin varmış, ha on milyon doların. Zamanın geldiğinde hiç farketmiyor. | Open Subtitles | غنيا كان أو فقيرا كل ذلك لا يهم عندما تحين ساعة الموت |
Kusura bakma ama benim için gitme vakti geldiğinde yalnız gitmem gerekecek. | Open Subtitles | أنا آسف، لكن عندما تحين لحظة مغادرتي. علي أن أغادر وحدي. |
Zamanı geldiğinde buradan ayrılacağım. Gizlice geri dönüp, uygun zamanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأتسلل و أعود من دون علمهم و انتضر إلى أن تحين الفرصة لذلك |
Zamanı geldiğinde ve uygun olduğunda anımsayın R. Ekstra Koruyucuları kullanın. | Open Subtitles | عندما يحين الاوان وعندما تحين اللحظه تذكر |
o an geldiğinde nasıl karşılık vereceğini? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يستجيب عندما تحين تلك اللحظة ؟ |
o an geldiğinde nasıl karşılık vereceğini? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يستجيب عندما تحين تلك اللحظة ؟ |
Ve o özel an geldiğinde... bunun mükemmel olmasını istiyorum. | Open Subtitles | انت تعرف مدى أهمية هذا بالنسبة لى وعندما تحين اللحظة المناسبة أريد أن يصبح الأمر مثاليا |
Karar anı geldiğinde Kim olduğumuzu ortaya çıkarırız. | Open Subtitles | حين تحين لحظة الحقيقة نكشف دائماً عما نحن عليه فعلياً |
Burda durup seninle konuştuğumdan emin olduğum kadar eminim ki, o an geldiğinde ve son nefesimi alırken, | Open Subtitles | أعلم تماماً مثلما أنا واقفة هنا أتحدث إليك أنه عندما تحين تلك اللحظة النهائية وأنا أتنفس آخر أنفاسي |
Onu, zamanı geldiğinde birlikte olacakları aile mezarlığına gömmüşler. | Open Subtitles | وقد دفنوه في مقبرة العائلة حيث سيكون معهم عندما تحين ساعتهم |
Ama yarışa başladığında, kritik ana geldiğinde motorunla yalnızsın. | Open Subtitles | حينها تحين اللحظة الحاسمة، أنت وحدك مع الدراجة |
O zaman gelince... ölmek veya öldürülmek zorunda kalacaksınız... | Open Subtitles | عندما تحين تلك اللحظة عندما يجب أن تقتلوا أو تُقتلون تذكروا كلماتي |
Yapman gerektiğini bilirsin ama iş yapmaya gelince cesaret etmek zordur. | Open Subtitles | انت تعلم ان عليك فعلها لكن عندما تحين اللحظة من الصعب استجماع شجعاتك |
Benim umudum ise... sonunda onu buldu, ve... benim zamanım da gelince, öteki tarafta hep beraber olacağız... ilerideki yolda. | Open Subtitles | .. أتمنى انه أعتقد انه وجده أخيراً ، وعندما تحين ساعتي سنكون جميعاً معاً بعد الموت |
Fırsat bulur bulmaz bunu öneri kutusuna yazıp atacağım. | Open Subtitles | سوف أضع هذا في صندوق الاقتراحات عندما تحين الفرصة |
Seni sonra ararım. Bir dakika bulur bulmaz. | Open Subtitles | سأتصل بك لاحقاً حالما تحين فرصة |
Onu tekrar eğitime çıkartalım ki ölmeden önce kalabalığı iyice memnun edebilsin. | Open Subtitles | أود رؤيته يعود إلى التدريب حتى يثير الجمهور أفضل قبل أن تحين ساعته |