Bana ait olan şeylerde 300 yıllık mutlulukların hayali var ve ben onları istiyorum. | Open Subtitles | هناك 300 عام من الأحلام السعيدة متوارثة بشأن الأشياء التي تخصني |
O bana ait. Ona 5 pound saydım. | Open Subtitles | إنها تخصني لقد دفعت خمسة جنيهات مقابل ذلك |
Interface'i çalıştırma yöntemim yağmacının yöntemiydi benim olmayan bir şeyi yağmalamak ve yeryüzündeki her yaratığa ait olan bir şey ve kendime dedim ki aman Tanrım bunun yasa dışı olduğu gün gelmeli yağmaya izin verilmediği gelmeli. | Open Subtitles | الطريق الذي سلكته في إدارة الواجهة إنه من طرق المحتالين نهب تلك الأشياء التي لا تخصني |
Hayır, banyoda sadece bir tane diş fırçası vardı ve o da benimdi. | Open Subtitles | لا ، لم يكن هناك إلا فرشاة أسنان واحدة في الحمام وكانت تخصني |
Hayır, banyoda sadece bir tane diş fırçası vardı ve o da benimdi. | Open Subtitles | لا ، لم يكن هناك إلا فرشاة أسنان واحدة في الحمام وكانت تخصني |
Bedenimi alabilirsin fakat ruhum benimdir. | Open Subtitles | بوسعك أخذ جسمي، لكن روحي تخصني |
Oh. benimki olduğunu sandım | Open Subtitles | أعتقدت أنه تخصني |
Özel hayatım bana aittir. | Open Subtitles | -حياتي الإجتماعية تخصني وحدي |
Kız kardeşini geri alabilirsin. Bu sizin geleneğiniz, benim değil. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعيد أختك إنها تخصك ولا تخصني |
Beliar beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | إنقاذ العالم ليس ما يقلقني إن مهمتي تخصني وحدي |
Çünkü kesinlikle bana ait değildi. | Open Subtitles | أو لحياة الرجل الذي يكبره سناً؟ بالتأكيد إنها لم تخصني |
Paramı bu teknolojiye yatırdım. Bana ait olmalı. | Open Subtitles | لقد دفعت ثمن هذه التقنية ، انها تخصني أنا |
Sanırsam bu bana ait. Hem bir telefona neden ihtiyacın var ki? | Open Subtitles | أظن أن هذه تخصني وما حاجتكِ لهاتف خلويّ على أي حال؟ |
Ayrıca o kadar mükemmel geliyor ki bana ait değil gibi. | Open Subtitles | في هذه اللحظة، وأراها رائعة لكنها لا تخصني |
Elbiselerim bana mı ait yoksa Albay Pickering'e mi? | Open Subtitles | هل الثياب تخصني ؟ أم تخص السيد " بيكيرينغ " ؟ |
Bak avukat bozuntusu, cebinde bana ait bir milyon dolar var. | Open Subtitles | اسمع أيها اللعين لديك مليون دولار تخصني |
Benim olan şeyleri istiyorum. Bana ait olan şeyleri istiyorum. | Open Subtitles | أريد الأشياء التي من حقي التي تخصني |
Bunu alıyorum, bu arada. Bu hep benimdi zaten. | Open Subtitles | سأحتفظ بهذه بالمناسبة ، انه تخصني |
Hayır, o hikaye benimdi. | Open Subtitles | كلاّ، هذه تخصني. |
O küçük kedi kesinlikle benimdi. | Open Subtitles | تلك القطة تخصني حقاً |
O zamana kadar o benimdir. | Open Subtitles | حتى هذا الوقت فهي تخصني. |
Kırmızı elbiseli kız benimdir. | Open Subtitles | - تلك الفتاة ذات الرداء الأحمر تخصني |
- Bu benimki. | Open Subtitles | هذه السلة تخصني |
Ve popom da sadece bana aittir! | Open Subtitles | ومؤخرتي تخصني أنا فحسب! |
Eğer bir sorunun varsa, sorun senindir, benim değil. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ مشكلة، فانها ستكون مشكلتُكَ الداعرةُ، لا تخصني |
Elbette, bu hikaye sadece beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | هذه القصة ليس فقط تخصني. |