Bunu senin için yaptım. Senin için her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك من أجلك تخليت عن كل شيء من أجلك |
Hepimizin var. Hayır, anlamıyorsun, tamam mı? Bu otel için her şeyden vazgeçtim ben. | Open Subtitles | أنت لا تفهمين الأمر أنا تخليت عن كل شيء من أجل هذا الفندق |
Hormonlar dışında her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء تقريبا ماعدا الهرمونات |
Bu şirkete her şeyimi verdim eğer biri benden almaya çalışırsa soğuk, ölü ellerimden söküp almak zorunda. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء لهذه الشركة واذا حاول احدهم اخذها منها سيكون عليهم انتزاعها من ايدي الباردة الميتة |
Hormonlar haricinde neredeyse her şeyi bıraktım. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء تقريبا ماعدا الهرمونات |
Ve ben gücümü tamamına erdirmek için her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | وقد تخليت عن كل شيء لإكمال طاقتي |
Onun yanında olmak için her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء لكي أكون بجانبها |
Senin için her şeyden vazgeçtim, çünkü sana inanmıştım. | Open Subtitles | تخليت عن كل شيء لأجلك لأني صدقتك. |
Bunun için her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء من أجل هذا. |
Bunun için her şeyden vazgeçtim ben. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء من أجل هذا. |
Bana bak Şekerkraliçe. Aang'e toprak bükmeyi öğretebilmek için sahip olduğum her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | اسمعِ يا ملكة السكر ، لقد تخليت عن كل شيء حتى أُعلم (آنج) إخضاع الأرض |
Senin için her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء لأجلك. |
Sırf Joe'ya yakın olmak için El Paso'daki her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | تخليت عن كل شيء في (إل باسو) فقط لأكون بالقرب من (جو) |
Bu şirkete her şeyimi verdim eğer biri benden almaya çalışırsa soğuk, ölü ellerimden söküp almak zorunda. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء لهذه الشركة واذا حاول احدهم اخذها منها سيكون عليهم انتزاعها من ايدي الباردة الميتة |
Ben her şeyimi verdim. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء |
Declan, senin peşimden gelmek için her şeyi bıraktım. | Open Subtitles | ديكلان تخليت عن كل شيء لأجلك |