Karısının kendisini aldattığını sanmış ve kadını 38 defa bıçaklamış. | Open Subtitles | إعتقد أن زوجته كانت تخونه طعنها 38 مرة بسكينة مقوسة |
O fahişenin Orson'ı kaç kez aldattığını kimse bilmiyor. | Open Subtitles | و لا يعرف ان تلك العاهره كانت تخونه طوال الوقت |
Bu hikâye gazetelerde çıkarsa kadının ihanet ettiğini düşünür. | Open Subtitles | هذا لو وصلت القصة الى الجرائد وتصوّر انها كانت تخونه |
Washington'da bir politikacı iyilik uğruna savaş veriyor bu sırada da karısı onu yat kulübünde aldatıyor. | Open Subtitles | يناضل أحد رجال السياسة في واشنطن من أجل الخير في حين أن زوجته تخونه في نادي اليخت؟ |
Bütün evliliği boyunca onu aldattı ve terk etti. Annesini asla affetmedi. | Open Subtitles | لقد كانت تخونه طوال فترة زيجتهما، ثُم هجرته ولم يُسامحها قط |
Onu aldatırken yakaladığımda 16 yaşındaydım. | Open Subtitles | كنت في السادسة عشر عندما أمسكت بها تخونه |
Adam kızdan ayrıldı çünkü sürekli kendini dağıtıyordu insanların içinde onu aldatıyordu. | Open Subtitles | لقد تركها لأنها تثمل و تخونه في الأماكن العامه |
-Artık bu hiç komik değil Eşi gerçekten onu aldatıyormuş | Open Subtitles | هذا الهراء ليس مضحكا يا رجل فزوجته تخونه بالفعل |
Neyse bir kaç ay önce, karısının onu aldattığından şüphelenmişti, bu yüzden, karısını takip etmesi için dedektif tuttu. | Open Subtitles | .. منذ بضعة أشهر ،ظنَّ أن زوجته ربما تكون تخونه لذا استأجرَ مُحقّقاً خاصاً ليتبعها |
Sweets, Daisy'ye aşıksa ve aldatılıyorsa içinde bir yerde, biliyordur. | Open Subtitles | اذا كان سوييتس يحبها وهي تخونه فبداخله هو يعلم |
Ben, sürpriz parti hazırlanırken... yalan yanlış şeyler öğrenip, karısının aldattığını düşünen tek saf kocayımdır herhalde. | Open Subtitles | لربّما أكون أول زوج ساذج يظن أن زوجته تخونه بينما هي تعد له حفلاً مفاجئاً |
Çeçenistan'dayken adama yazıyor ve karısının onu aldattığını söylüyor. | Open Subtitles | تقوم بالكتابة له عندما كان في الشيشان بأن زوجته كانت تخونه ؟ |
Yani hayatının son gününde karısının onu, kızının kocasıyla aldattığını öğrendi. | Open Subtitles | لذا بيومه الأخير بهذه الدنيا اكتشف بأنّ زوجته تخونه مع زوج ابنته |
Geçtiğimiz haftalarda Lemon'un aldattığını öğrendiğimden beri duygularımın doğru olduğunu hissettim. | Open Subtitles | في حدث شيء مثل انه الماضية الأسابيع اكتشفت أن منذ مثل, شعرت تخونه, ليمون أن مشاعري يبرر بما |
Çünkü el hareket etmeden önce, gözler ihanet eder. | Open Subtitles | لأن اللحظة التي يحرك فيها يده عينه تخونه |
Ona ihanet ettiğini düşündü ve şimdi de iş üzerinde. | Open Subtitles | انه يظن انك هنا تخونه لذا فهو يتصرف الان |
Kardeşini, babana karşı yalnız bırakarak ona nasıl ihanet ettiğini anlatmak zorunda olduğunda, nasıl hissettiğini | Open Subtitles | عندما توجب عليك أخبار شقيقك بالأمر كيف كان شعورك وكأنك تخونه بتركه خلفك مع والدك |
Olay şu ki, sanırım o kız onu aldatıyor. | Open Subtitles | و لكن الأمر هو, أنني أظن أنها تخونه |
Oğluma söyle,karısı onu aldatıyor. | Open Subtitles | اخبري ابني أن زوجته تخونه |
Gerçekten kötü. Bence kız onu aldatıyor. | Open Subtitles | سيء جداً أعتقد أنها تخونه |
Bütün evliliği boyunca onu aldattı ve terk etti. Annesini asla affetmedi. | Open Subtitles | لقد كانت تخونه طوال فترة زيجتهما، ثُم هجرته ولم يُسامحها قط |
Onu, benimle aldatırken yakaladı. | Open Subtitles | أمسكها تخونه معي |
Karısı onu aldatıyordu. | Open Subtitles | -لقد كانت زوجته تخونه |
Bu kız onu arkadaşımla aldatıyormuş. | Open Subtitles | اتضح بأن هذه الفتاة كانت تخونه مع صديقته |
Eşinin, kendisini seninle aldattığından şüphelenen bir adam. | Open Subtitles | من قبل رجل يشك بأن زوجته تخونه معك |
Sweets, Daisy'ye aşıksa ve aldatılıyorsa içinde bir yerde, biliyordur. | Open Subtitles | اذا كان سوييتس يحبها وهي تخونه فبداخله هو يعلم |