Her gün okula giderken hep bir sonraki köşede olduğunu hayal ettim. | Open Subtitles | في طريقي إلى المدرسة كل يوم تخيلتُ أنكِ عند الزاوية القريبة |
Bazı şeyler hayal ettim, anlıyor musun? | Open Subtitles | تخيلتُ شـيئاً لك يكن له وجود. هل تفهمني؟ لا. |
Yeni babalar ile yeni evlerinde yerinden yurdundan edilmis Yeniçeri çocuklarını hayal ettim ve o babaların bazıları iyi. | Open Subtitles | تخيلتُ هؤلئك صبيان الإنكشارية مستولى عليهم، و يأخذوهم إلى وطن جديد مع أباء جدد.. البعض منهم أباء صالحون. |
Geri dönüp beyaz atlı prens gibi beni alıp götüreceğini hayal ettim. | Open Subtitles | ...تخيلتُ انه سوف يعود ويخطفني كأمير الأحلام |
Her zaman parıltılı bir şöhret içinde gideceğimi canlandırmıştım. | Open Subtitles | لقد تخيلتُ نفسي دائماً بأني سأموت في لحظة مجد |
Her zaman bunu hissedebilmeyi hayal etmişimdir. | Open Subtitles | هذا ما تخيلتُ ان تشعر بهِ دائماً |
Bunu daha önce defalarca hayal ettim ve bunların hiçbirinde... | Open Subtitles | لقد تخيلتُ هذا مرارا ً وتكرارا ً |
Bu odayı ve sana yaptıklarını hayal ettim. | Open Subtitles | تخيلتُ ما يمكن لهذه الغرفة أن تفعل بك |
Bu odayı ve sana yaptıklarını hayal ettim. | Open Subtitles | تخيلتُ ما يمكن لهذه الغرفة أن تفعل بك |
Bu anı pek çok defa hayal ettim sana sorabileceğim her şeyi falan. | Open Subtitles | أتدري، لقد تخيلتُ هذه اللحظة لمدة طويلة... كل الأمور، التي سئلتُ عنّها |
Kalbinin derinliklerine bir hançer saplamayı hayal ettim. | Open Subtitles | لطالما تخيلتُ غرز خنجر عميقا في قلبها |
Bu anı defalarca hayal ettim. | Open Subtitles | تخيلتُ هذه اللحظة كثيرا |
Bilmeceler'i zihnimde hep Gotham'ın aydın kesiminin sanat, felsefe ve edebiyat tartışmaları konusunda ilgi odağı olan bir mekân olarak canlandırmıştım. | Open Subtitles | " لطالما تخيلتُ حانة " ألغاز كصالون ٍ ثقافي حيث يجتمع أهل الفكر ليتناقشوا في الفن والفلسفة والأدب |
Kendimi hep New York'ta bir pastanede çalışırken hayal etmişimdir. | Open Subtitles | دائماً تخيلتُ نفسي أعملُ في مخبزاً في "نيويورك" |