"تدخلين" - Translation from Arabic to Turkish

    • İçeri
        
    • girerken
        
    • giriyorsun
        
    • Geldiğini
        
    • girdin
        
    • girip
        
    • girince
        
    • gireceksin
        
    • girdiğinde
        
    • girmiyorsun
        
    • gelmiyorsun
        
    • girme
        
    • girişinde
        
    • girebilirsin
        
    • girmene
        
    Tamam. İçeri girmeden önce tam olarak nereye gittiğinizden emin olmanız gerek. Open Subtitles حسنًا، قبل أن تدخلين فيجب أن تتأكدي بانكِ تعرفين إلى أين تذهبين..
    Sizi içeri girerken görmüş ve burada beklemenizi söylemek için beni gönderdi. Open Subtitles لقد رآكِ وأنتِ تدخلين الى هُنا و أرسلني لإخبارك أن تنتظريه هُنا
    Çünkü küçük Joyce'la kütüphaneye girerken, sizi gören biri olmuştu. Open Subtitles لان هناك من شاهدك وانت تدخلين المكتبة مع الصغيرة جويس
    Hatırlayamadığın bilinçliliğin derin dünyasına giriyorsun. Open Subtitles إنك تدخلين إلى عالم عميق من الوعي لا تذكرينه
    Biri buraya Geldiğini görürse, McLeod'a söyler, sonra da McLeod bize ulaşmak için seni kullanmaya çalışır. Open Subtitles شخص ما قد يشاهدك تدخلين هنا فيخبر ماكلويد ثم يستغلك ماكلويد للوصول الينا
    Bu kapıdan bir kere girdin mi, artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olacaksın. Open Subtitles , حينما تدخلين هذا الباب فستخوضين طريقاً لن ترجعى منه أبداً
    15 saniye. girip çıkacaksın. DNA eşleşmesi yapacağız ve bitecek, tamam mı? Open Subtitles خمسة عشر ثانية تدخلين وتخرجين نأخذ عينة الحمض النووى وينتهى كل شئ
    İçeri girdiğini görünce şaşırdım. Seni burada görmeyi beklemiyordum. Open Subtitles فوجئت عندما رأيتك تدخلين هنا لم أحسب اننى سأراك هنا
    İstediğiniz zaman içeri çekilip, geri dönebiliyor musunuz? Open Subtitles و هل تنهكين ؟ هل تدخلين مرة أخرى حين تريدين ذلك ؟
    Dinleyin. Neden içeri girmiyorsunuz? Birkaç yeri arayıp ne yapabileceğime bir bakayım. Open Subtitles إسمعى , لماذا لا تدخلين , و سأجرى إتصالاً . و سأرى ما يمكننى القيام به
    Kapımı açtım ve seni babamın yatak odasına girerken gördüm. Open Subtitles فتحت بابي و رأيتك تدخلين غرفة نوم أبانا.
    Bagaja giriyorsun. Koduğumun bagajına giriyorsun. Open Subtitles سوف تدخلين في شنطة السيارة سوف تدخلين في شنطة السيارة اللعينة
    Çünkü kapıdan içeri öfkeli bir şekilde giriyorsun. Üzgünüm ama ben yeni medyada kendime güvenli bir liman kurabilmişken sen hâlâ yerel bir okulda öğretmenlik yapıyorsun. Open Subtitles تدخلين وأنتِ غاضبة وأنا آسف أنني كونت مستقبلاً في الإعلام الجديد بينما
    Yani bunun cennete gittiğinde tüm çikolatalardan sorumlu olacağın anlamına Geldiğini söyle. Open Subtitles ،ما يعني بأنك عندما تدخلين الجنة ستكونين المسئولة عن كل الشوكولاتة
    Bu kapıdan bir kere girdin mi, artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olacaksın... Open Subtitles , عندما تدخلين لهذا الباب فستتخطين عتبة طريق لن ترجعى منه أبداًً
    Evet, sen buraya istediğin zaman girip cıkarsan nasıl rahat olabilirim. Open Subtitles انا لا ارتاح عندما اجدك تدخلين عندما تريدين
    Biliyor musun, bir odaya girince selam vermek daha uygundur. Open Subtitles كما تعلمين , من اللائق القاء التحية عندما تدخلين غرفة
    Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin. Open Subtitles في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة ..
    Küre içerisine girdiğinde, ...sen bizi biz de seni duyabileceğiz. Open Subtitles حالما تدخلين حجرة الحدث ستكونين قادرة على سماعنا ونحن سنسمعكِ.
    Bir adamın yatak odasına girmiyorsun, kralın huzuruna çıkıyorsun. Open Subtitles انكِ لن تدخلى حجرة نوم رجل انكِ تدخلين قاعة الملك
    Neden gelmiyorsun içeri? Dostum. Hediyelerde rekor kırmışsınız. Open Subtitles لماذا لا تدخلين لطيف لقد تلقيتم الهدايا مستحيل
    Odama böyle girme. Odama... Odama böyle girme. Open Subtitles ـ لا تدخلين إلى غرفتي ـ لا تدخلين إلى غرفتي
    Gerçekçi olalım, Anne. Her dükkana girişinde bunun iki katını harcıyorsun. Open Subtitles لنكون واقعين أمي، في كل مر تدخلين فيها محلا تصرفين ضعف هذا المبلغ
    Ne yaptığını bir düşün. Hapse girebilirsin. Open Subtitles فكري فيما تفعلينه، قد تدخلين السجن بسبب هذا
    İçeri girmene izin veremem Esther. Kasabaya haksızlık olur. Open Subtitles لا أستطيع جعلك تدخلين إستر لن يكون ذلك منصفاً لأهل المدينه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more