"تدفئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ısıtan
        
    • ısıtır
        
    • ısıtıyor
        
    Ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    İnan bana, kalbini ısıtan bir müzik varken başkasını bulmak gibisi yoktur. Open Subtitles صدقني لا يوجد شيء مثل عثور بعضنا على الآخر عندما يكون هناك موسيقى تدفئ القلب
    İçinizi ısıtır, yüreğinizi coşturur. Open Subtitles أنها تدفئ لاأحشاء وتفرح القلب
    Bizim bütün laboratuarı ısıtır. Open Subtitles -تستطيع هذه أن تدفئ معملنا بأكمله
    Ellerimi ısıtıyor. Annem öğretmişti. Open Subtitles ، احب فعل ذلك، تدفئ يداي، والدتي علمتني ذلك
    Onların senin tenine değmesi benimkini ısıtıyor. Open Subtitles التفكير بأنها على بشرتك تدفئ قضيبي
    4 milyar yılı aşkın bir süredir Güneş, gezegenimizi ısıtan ve besleyen bir dost oldu. Open Subtitles لأكثر من 4 مليار سنة كانت الشمس حليفا تدفئ وتغذي كوكبنا
    Kalbimizi ısıtan böylesi ender anlarda... Open Subtitles ...إحدي هذه اللحظات التي تدفئ قلوبنا
    Tuscany'de bir çiftlikte gözüm vardı. Orada güneş insanın içini ısıtır. Open Subtitles أعجبتني مزرعة في (تسكانيا)، حيث تدفئ الشمس جلدك.
    Yüreğinizi ısıtıyor Open Subtitles "أن رؤيتها تدفئ القلب"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more