"تدل على أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • gösteriyor
        
    Bu cevabı kabul ediyor olman ilacın etkisini göstermeye başladığını gösteriyor. Open Subtitles إن حقيقة تقبلك لهذه الإجابة تدل على أن العلاج بدأ يعمل
    İndus yazısının önemli bir dil mahiyeti taşıdığını gösteriyor. TED انها تدل على أن النص الاندوسي يتشارك مع اللغات بخاصية مهمة جداً
    Geçirdiği nöbet, bir damak tıkanıklığı ya da anevrizma geçirdiğini gösteriyor. Open Subtitles أترى ، أنا أعتقد أن النوبة التى حدثت لها تدل على أن عندها جلطة أو تمدد فى الأوعية الدموية
    Mourine'in boyun izleri, katilin solak olduğunu gösteriyor Open Subtitles حسناً، علامات الخدوش برقبة مورن تدل على أن القاتل أعسر.
    Telefon görüşmesinin akustik analizi kavga seslerinin tek yönlü olduğunu gösteriyor. Open Subtitles التحليل الصوتي للمكالمة تدل على أن صوت الشجار كان في إتجاه واحد فقط
    Karaciğer ısıları, 2,5 saat önce öldüklerini gösteriyor. Open Subtitles مجسات الكبد تدل على أن هذا حدث منذ ساعتين و نصف
    Göstergeler birinin sisteme sızdığını gösteriyor. Open Subtitles المؤشرات تدل على أن شخصاً يتلصص على البث
    Semptomlar karnında bir sorun olduğunu gösteriyor ama alt tarafta ağrı olduğunu göz önüne alırsak bağırsak tümörü olabilir. Open Subtitles أعراضك تدل على.. أن هناك شيء في معدتك. و لكن ألمك يدل على أنه بالأسفل.
    Leğen kemiğinin şekli kurbanın erkek olduğunu gösteriyor. Open Subtitles التداخلات الفوقية على شكل قلب تدل على أن الضحية كان ذكراً
    O kağıtlar mührün bir asırdır Birleşik Devletlerde olduğunu gösteriyor. Open Subtitles تدل على أن الختم متواجد فى الولايات المتحدة الأمريكية منذ ما يزيد عن قرن
    Gösterge çeyrek depoyu gösteriyor. Open Subtitles إن العلامة تدل على أن هناك ربع خزان
    Ön yüzeye girmiş iri saçmalar 12 kalibreli av tüfeğini gösteriyor. Open Subtitles إن الرصاصة المغروسة في السطح الأمامي تدل على... أن سلاح الجريمة هو بندقية عيار 12
    Asla. Hareketlerin, verdiğin sözün bir boka yaramadığını gösteriyor. Open Subtitles -لم أكن أعبث أفعالك تدل على أن كلماتك كلها كذب
    Tüm kanıtlar bunu gösteriyor. Open Subtitles كل الأدلة تدل على أن هذا هو ما حدث
    Araştırmam gösteriyor ki Frank Lucas uyuşturucu işinde mafyanın da üstünde. Open Subtitles تحقيقاتي تدل على... أن (فرانك لوكاس) فوق المافيا في أعمال المخدرات
    Aslında, bu notlar bize, Başkan Obama'nın seçildiğinden beri UASK ile iyi bir ilişkisi olduğunu ve bunu kimseye çaktırmadığını gösteriyor. Open Subtitles في الحقيقة,هذه المؤشرات تدل على أن الرئيس أوباما NRA هو أفضل صديق للـ حظيت به خلال فترة إنتخابية, لايقول أي شيء من المكتب البيضاوي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more