"تذوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • eriyor
        
    • erir
        
    • eriyip
        
    • eriyen
        
    • erimeyen
        
    • eritir
        
    • eriyecek
        
    • erimeden
        
    • eridiğini
        
    • eridi
        
    • erimez
        
    • erimesi
        
    • erimiyor
        
    • eriyerek
        
    • erit
        
    Kuzey Kutbu'ndaki bilim adamlarına göre tundralar beklenenden hızlı eriyor. Open Subtitles يفيد العلماء بأن تندرا القطب الشمالي تذوب أسرع من المتوقع
    Buzullarımız eriyor, ani su baskınlarına, heyelanlara sebep oluyor, bu da felaketlere ve ülkemizin geniş çapta yıkımına sebep oluyor. TED و أنهارنا الثلجية تذوب. مسببة فيضانات مفاجئة و انجرافات سطحية، و التي بدورها تسبب كوارث الدمار في بلدي وتفشيها.
    Yazın yüksek enlemlerde daha fazla güneş ışığı olunca buz tabakaları erir. TED حين يكون هناك ضوء شمس أكثر في فصل الصيف في خطوط العرض القطبية، تذوب صفائح الجديد.
    eriyip bitecek,ışığını söndürecek ve beni karanlıklarda mı bırakacaksın ? Open Subtitles هلا تركتِ الشمعة تذوب وألقيتِ نظرة عليّ في الظلام؟
    Alt kısımları eriyen bu buz tabakası üzerinde, bu soruna bir çözüm bulmayı umarak yürüyeceğiz. TED سوف نمشي عبر تلك القمم الجليدية التي تذوب بالعمق، متأملين بأن نكون مصدر إلهام لحلول لتلك القضية.
    Aynı kek hamurunda erimeyen çikolata kırıntısı gibi. Open Subtitles مثل رقاقة الشوكولاته التي لا تذوب عند مزجها بالكعكة
    Özetleyecek olursak, buzullarımız süratle eriyor ve küresel ısınma da çok daha hızlı erimelerine neden oluyor. TED وللاختصار، الأنهار الجليدية لدينا تذوب بسرعة، والاحتباس الحراري يجعلها تذوب بسرعة أكبر.
    Öyle güzel eriyor ki Tanrı beni affetsin dilinizde öyle yavaş eriyor ki size zevkten işkence ediyor. Open Subtitles ،وكانت تذوب أغفر لي يا إلهي تذوب ببطء شديد على لسانك وتعذّبك بمنتهى اللذة
    Bence sızıyor. Buzlar eriyor. Open Subtitles ،أقول بأنه يتسرب هذه الأرض المُتجمدة تذوب
    Dünyanın dört bir yanında, sıcaklık yükseldikçe dağlardaki buzullar daha hızlı eriyor. Open Subtitles يصبح المناخ أكثر سخونة في جميع أنحاء العالم تذوب الأنهار الجليدية الجبلية بمعدلات أسرع وأسرع
    Çoğu kuzey buzulları öncekine göre, daha hızlı eriyor. Open Subtitles معظم الكتل الجليدية تذوب الآن أسرع من الماضي
    Zengin, güneş dostu yağlarıyla güneşle birlikte teninizde erir. Open Subtitles االغنيمة. الزيوت المحبة للشمس تذوب على بشرتك مع الشمس.
    Onları adlandırdığımız an, güneşte kalan bir deniz anası gibi erir, çözülür, ve anlamları kaybolur. Open Subtitles , بمجرد أن نُسميهم ,معناهم يختفى تذوب,تتحلل .كقنديل البحر فى الشمس
    Küpelerini düşür... Eğer gözlerin onunkilerle buluşursa, o zaman sen eriyip bitersin. Open Subtitles لأنه اذا التقت اعينكم باعينها بالتأكيد سوف تذوب
    Evet, arabamda eriyen dondurmaya önem veriyorum. Open Subtitles آجل , أهتم بالمثلجات التي تذوب في سيارتي
    Ona yakın. Bu tank zırhını eritir. Open Subtitles إنك قريب من ذلك هذا كافٍ لأن تذوب دبابه مدرعة
    Bazı sihirbazlar ve zihin okuyucular için kaşık bazen kıvrılacak ya da eriyecek, bazen olmayacaktır. TED في بعض عروض السحرة وخبراء التلاعب الذهني قد تنحني الملعقة أو تذوب أحياناً، وأحياناً أخرى لا تذوب
    Dondurma erimeden önce yemek yemek arabası gelmeden... hileyle bitirmeye çalışırdık. Open Subtitles يحاولون منع عربات التسوق بعد إنهاء جولاتهم قبل أن تذوب المثلجات.
    Buzun bazı kısımlarının yazın eridiğini veya buz kaybı olduğunu görebilirsiniz. TED يمكنك ملاحظة أن بعض المناطق من الصفيحة تذوب أو تفقد جليداً في الصيف
    Kurbanın üzerindeki buzlar masadayken eridi. Open Subtitles لا أدري كانت الضحية تذوب هنا على الطاولة
    -Güller erimez, baba. Bunlar eriyebilir. Open Subtitles الورود لا تذوب يا أبى - تلك الوردة ستذوب -
    Her kar tanesine vakti geldiğinde erimesi yazılmıştır. Open Subtitles كل قطعة من الثلج مكتوب لها أن تذوب فى مياهها
    Bakın; buzullar, kutuplar erimiyor okyanuslar yükselip sahilleri yutmayacak Open Subtitles انت على وشك أن تنفجر من الداخل هنا. القمم الجليدية ، والأقطاب، لن تذوب والمحيطات لن تطغى
    Bu mağaralar eriyerek buzun içinde kendi yolunu açıyor, yağmur damlalarını tavandan zemine doğdu damlayıp son bulan, eserleri yaratıyor. TED وهذه الكهوف تتشكّل و تذوب في الجليد، و تجعل هذه الآثار تمطر من السقف و تسقط إلى أرضية الكهف، حيث نجدها.
    fasülyenin üzerine biraz peynir erit. Open Subtitles تذوب بعض الجبن على تلك الفاصوليا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more