- Haydi oradan. Titriyorsun. - Ne oldu içeride? | Open Subtitles | هراء، إنّك ترتجف ما الذي جرى هناك بحقّ الجحيم؟ |
İnsan ne zaman çekileceğini bilmeli. Titriyorsun. | Open Subtitles | يجب أن يعرف الشخص متى عليه أن يذهب أنت ترتجف |
Kapı kapı dolaşıyorsunuz, kışın titriyor, yazın terliyorsunuz. | TED | وطرقت الاف الأبواب تتعرق ام ترتجف على حسب الموسم. |
Bu temeller zaten titriyor, rüzgâra ne gerek! | Open Subtitles | هذه الأساسات ترتجف بالفعل دون حاجة للرياح |
Solgundu ve titriyordu, ve birden, korkunç bir düşünce girdi zihnime. | Open Subtitles | كانت ترتجف و هي شاحبة أفكار فظيعة كانت قد انتباتني حينها |
Tek bir şey düzgün yapmak senin doğanda var ve karşımda Titriyorsun. | Open Subtitles | غريزتك تسمح لك بفعل شيئاً واحداً بشكل صحيح، وأنت ترتجف أمامي |
Oh, yo,herşey yolunda. Oh, sen Titriyorsun. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أوه أنت ترتجف |
Tamam, Titriyorsun biraz. Dikkatli ol. Dikkatli ol. | Open Subtitles | حسناً أنت ترتجف بعض الشيء إحذر إحذر |
Titriyorsun, terliyorsun. Kafan mı güzel yine? | Open Subtitles | أنت ترتجف وتتعرق هل أنت منتشي؟ |
Titriyorsun. Ateşin var. | Open Subtitles | أنت ترتجف حرارتك مرتفعة |
Sen öylece oturup, çocukların etrafında dönüşünü izlerken, ördek, ördek, ördek, iyice yaklaşıyor, ördek, heyecandan titriyor olmalısın, ördek, belki beni seçer, ördek, sen kaz olup koşturmanın hayalini kurarken, o yaklaşıyor, elini başına koyuyor ve ördek diyor sen de bana umrunda olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اذن , كنت تجلس و تنتظر . ذلك الفتى يدور حول الدائرة . بطة , بطة , بطة . و يقترب شيئا فشيئا . بطة , و انت ترتجف بتلهف |
Tahta bacağım soğuktan gerçekten titriyor. Burası iyice soğudu mu ne? | Open Subtitles | تباً، أعضائي ترتجف فعلا، هل أصبح الجو بارداً هنا؟ |
Bunun sinir bozucu olduğunu anlıyorum ama ellerin titriyor. | Open Subtitles | أنا أتفهم كيف أن هذا مزعجاً لكى ولكن يديكى ترتجف |
Fakat ellerin titriyor ve veremiyorsun. | Open Subtitles | لكن يدك ترتجف و لن تتمكن من ذلك |
Bu mükemmeldi. Kadına bakın hala titriyor. | Open Subtitles | كان ذلك رائعاً، إنظر إليها مازالت ترتجف |
Dönenlerinse saçları bembeyazdı ve yaşlılar gibi elleri tir tir titriyordu. | Open Subtitles | وإن رجعوا يكونوا ضعفاء . أيديهم ترتجف كالجبناء |
Kaymak tabaka sabah güneşinin keyfini sürer avam tabaka soğuktan titrer. | Open Subtitles | ،الطبقة العليا تفرح في شمس الصباح والطبقة الدنيا، ترتجف في البرد |
Sanki bir hayvan gibi titrediğini bile söyleyebilirim. | Open Subtitles | قد أتمادى في وصفي بأنها كانت ترتجف كالحيوانات. |
Mesela Denzel Washington'ın yanında beyaz kız görünce titremeye başlıyorlar. | Open Subtitles | لو يردون بيضاء مع " دينزل واشنطون " ترتجف أجسادهن |
Oh, şu harika yaratıklar. Kafeslerin içinde tir tir titriyorlar. | Open Subtitles | هذه المخلوقات الرائعة ترتجف في أقفاص |
Çünkü ben 100 yıl önce buradan gittiğimde sen daha efendisinin kamçısının acısıyla ürperen, zavallı küçük bir sıçandın. | Open Subtitles | لأنّي حين غادرت منذ 100 عامًا كنت محض تافه هذيل مثير للشفقة... ترتجف من أصوات سياط أسيادك، فانظر الآن ماذا غدوت. |
Sarsıldı; ama hala ayakta. | Open Subtitles | ترتجف ولكنها مازالت تستطيع الوقوف |
Çok sarsılmış ve üzgün bir ses tonu varmış. | Open Subtitles | ترتجف لدرجة أنها حتى لم تترك اسمها |
- NasıI mı? Miles Davis'in yanında çalarken sen bir hiçsindir. | Open Subtitles | يجب ان ترتجف وانت تعزف مع "مايلز" |
Dudağın seğiriyor. | Open Subtitles | شفتك ترتجف |
Küçük kız Noel'de Londra'da hiç titremiyordu. | Open Subtitles | كان الكريسماس يعم لندن الفتاه الصغيره لم ترتجف |
Yalvarıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنت ترتجف |