"ترغبي" - Translation from Arabic to Turkish

    • istemiyorsan
        
    • istemedin
        
    • istemezsin
        
    • istemezsen
        
    • istiyorsun
        
    • istemiyordun
        
    • istemiyorsun
        
    • istememiştin
        
    • istediğin
        
    • istemiyor
        
    • istemediğini
        
    • istersin
        
    • istemezdin
        
    • isteyebilirsin
        
    • istemez
        
    Sıkıldım artık. Eğer sen gitmek istemiyorsan, ben gidiyorum. Open Subtitles سئمت من تقلباتك، لو لم ترغبي في الذهاب فسأذهب أنا
    Seni onu asla sevmedin ve beraber olmamızı hiç istemedin. Open Subtitles أنتي لم تحبيه أبداً أنتي لم ترغبي أن نكون معاً
    Hiçbir şeye dokunmamaya çalış. Etrafta parmak izlerini bırakmak istemezsin. Open Subtitles حاولي ألاّ تمسكي شيئاً، فأنتِ لن ترغبي بترك بصماتكِ
    Bu akşam benimle gel bir daha beni görmek istemezsen, karşına çıkmayacağım. Open Subtitles تعالي معي الليلة و إذا لم ترغبي برؤيتي مرة ثانية أقسم لك، سأنسحب
    Özel dans mı istiyorsun? Yapabilirim. Open Subtitles أنت ترغبي في الرقص الخاص حسنا , يمكن ان افعل ذلك
    bunu yapmak istemiyordun ama benim yüzümden yapmak zorunda kaldın. Open Subtitles أنت لم ترغبي في مواجهة ذلك، ولكن كان عليك مواجهته،
    Eğer bebek yapmak istemiyorsan kendini nasıl koruyacaksın peki? Open Subtitles كيف تحتاطين لنفسك إذن؟ تعرفين، إن لم ترغبي في إنجاب أطفال
    Bridget, 1900 metre yükseklikteyken kovulmak istemiyorsan, üç saniye içinde başlarsın. Open Subtitles إن لم ترغبي في أن أطردك و نحن على ارتفاع 600،0 قدم فيجب أن أن تقزي في خلال 3 ثوان.
    Eğer ayrılmak istemiyorsan neden birlikte yemek yiyoruz ki? Open Subtitles إذا لم ترغبي بتركها فلماذا نتناول هذا الغداء؟
    Asla bir müzede ya da bir müzayede salonunda çalışmak istemedin. Open Subtitles إنكِ لم ترغبي بالعمل في المتحف أو في بيت التثمين
    Oğlunu almak için işten ayrılmak istemedin. Open Subtitles لم ترغبي في ترك عملكِ من أجل أن تقلّي طفلكِ
    Bak, benimle beraber olmak istemedin, yani açıkçası kötü bir erkek zevkin var. Open Subtitles انظري لم ترغبي بأن تكوني معي .. اذا .. انتي عندك ذوق راقي في الرجال
    İstediğin gibi kaçabilirsin, ama benim hayatımın bir parçası olmak istemezsin. Open Subtitles يمكنك الهرب قدرما تشائين، ولكنك لن ترغبي بأن تكوني جزءاً من حياتي
    Sadece... şu mutlu mesut çift muhabbeti duymak istemezsin. Open Subtitles لن ترغبي بسماع كل هذا ترهات الأزواج ومشاكلهم
    Eğer bunu istemezsen, göstermeyiz... ve sen fırsatı kaçırırsın. Open Subtitles إذا لم ترغبي بذلك فلن نعرض هذه اللقطات و ستفوتك الفرصه
    Tersini söylememi istiyorsun ama elimde değil, evliliği seviyorum. Open Subtitles أعرف أنّك لم ترغبي في سماع هذا، لكن ما بيدي حيلة. أحبّ الزاوج.
    Biliyordun! Bu nedenle gitmek istemiyordun. Open Subtitles كنت تعرفين أن هذا سيحدث ولهذا لم ترغبي في الرحيل
    Vay! Arabada yapmak istemiyorsun sanıyordum. Open Subtitles إعتقدت أنـك لم ترغبي في فعلهـا بالسيـارة
    Seni buraya ilk getirdiğimde, adımını bile atmak istememiştin. Open Subtitles عندما أحضرتكِ هنا لأول مرة ، لم ترغبي بالدخول إلى هذه الغرفة
    Her zaman istediğin gibi. Bak ne kadar güzelsin. Open Subtitles هل هذا ما كنتي ترغبي به دائمآ انظري كم انتي جميلة
    - Sorunun da budur belki. Hiç sinirlenmek istemiyor musun? Open Subtitles ربما تلك هي مشكلتك ألم ترغبي قط أن تكوني غاضبة؟
    Çünkü senin beni istemediğini düşündüğüm için onunla takıldım ben. Open Subtitles أنا فقط ارتبطت بها لأنني ظننت أنك لم ترغبي بي
    - Tatlım, bunu görmek istersin dedim. Open Subtitles مرحبا, عزيزتى ظننت انك ربما ترغبي برؤية شىء ما
    Yani ben bu şekil bir şey yapsam sen bunu dinlemek istemezdin, değil mi? Open Subtitles أعني , إذا كنت أقوم بأي شئ مثل ذلك أنت لن ترغبي بالسماع عنه , أليس كذلك ؟
    Aslına bakarsan, çocuğun gözlerini kapamak isteyebilirsin, çünkü bu çirkinleşebilir. Open Subtitles قد ترغبي بتغطية عيون الطفل لأن هذا يمكن أن يصبح قبيحاً
    Sadece ağlamadan oradan çıkmam gerekiyordu, çünkü kimse işyerinde kendini kaybeden kadın olmak istemez. Open Subtitles وجب علي الخروج من هناك بلا بكاء لأنك لا ترغبي بأن تكوني المرأة التي فقدت السيطرة في العمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more