"ترغبين" - Translation from Arabic to Turkish

    • ister
        
    • istiyorsun
        
    • istediğin
        
    • istersen
        
    • istiyor
        
    • istersin
        
    • istediğini
        
    • istiyorsan
        
    • istemezsin
        
    • istemiyorsun
        
    • isteyebilirsin
        
    • istemiyor
        
    • isterseniz
        
    • istemez
        
    • istemediğini
        
    Barbekü yapacağız, büyük bir şey değil. Gelmek ister misin? Open Subtitles إنّه مجرّد حفل شواء, ليس أمراً مهماً هل ترغبين بالمجيء؟
    Benimle öğle yemeği yemek ister misin diye merak ettim. Open Subtitles كنت بالجوار و تسائلت إنّ كنتِ ترغبين بتناول وجبة الغداء
    Açıklamana gerek yok. Gösteriyi ekip, bir partiye gitmek istiyorsun. İkinci gösteriyi. Open Subtitles لست مضطراً للتوضيح ، قلت أنك ترغبين في ترك العرض والذهاب للحفل
    Konuşmak istediğin bir şeyi konuşalım. Eğlenmek için ne yaparsın? Open Subtitles ما ترغبين بالتحدّث عنه ما الذي تفعلينه على سبيل التسلية؟
    Ayrıca bir arkadaşını ya da çalıştığın insanları getirmek istersen sana kalmış ayrıca tekrardan böyle karşılaşmamız da çok iyi oldu. Open Subtitles لأنني متفرغ جدا، كما تعلمين؟ لذلك إذا كنتي ترغبين في جلب أحد الأصدقاء أو الناس الذين تعملين معهم هذا متروك لك
    Bu derinin hangi hayvana ait olduğunu bilmek istiyor musun? Open Subtitles أنت ترغبين أن تعرفي لأي وحش يعود هذا الجلد ؟
    - Hangi rüzgâr attı seni bakalım. - At binmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles منذ فترة مررت بي أعتقد أنكِ قد ترغبين في الذهاب لركوب الخيل
    O yüzden benden ayrılırken rahat ol, çünkü bunu istediğini biliyorsun. Open Subtitles لذا، لكِ مطلق الحرية بالإنفصال عني لأنكِ تعرفين أنكِ ترغبين بذلك
    Ve bütün bunlardan sonra hala aktrist olmak istiyorsan Tanrı seninle olsun. Open Subtitles وبعد كل ذلك إذا مازلتِ ترغبين فى أن تكونى ممثلة ليحفظك الرب
    Peki hocam, Do Jin abimin evinin şifresini söylememi ister misin sana? Open Subtitles لكن معلمة، هل ترغبين فى أن أخبركِ الرقم السري لمنزل دو جين؟
    Baskı yapmıyorum. Bu akşamki Hamursuz Bayramı yemeğimize gelmek ister misin? Open Subtitles بلا اي ضغط, هل ترغبين بأن تأتين إلى وجبتنا لعيد الفصح؟
    987 adet cevaplanmamış e- postan var. Bakmak ister misin? Open Subtitles لديك 987 رسالة لم يجاب عليها هل ترغبين فى تصنيفهم
    Bayan, acaba pembe benekli, turuncu bilekliklerimizden almak ister miydiniz? TED سيدتي، هل ترغبين في بعض أساور البرتقال مع تنقيطها باللون الوردي؟
    Hayatım, üç başlı çocukların olsun ister misin? Open Subtitles عزيزتى ، هل ترغبين فى أطفال بثلاث رؤوس ؟
    - Görüyorsun, tek başıma yapamıyorum. - Hangisini yapmamı istiyorsun? Open Subtitles ـ استطيع عملها بنفسي ـ أي واحد ترغبين مني صنعه؟
    Onu bu şekilde görünce, dindar ol veya olma, kollarına atılmak istiyorsun. Open Subtitles عندما يكون أمامك. متدينة أو لا سوف ترغبين في الجري الى أحضانه
    10 dakika aram var. Bana söylemek istediğin şey nedir bakalım? Open Subtitles لدي عشرة دقائق إستراحة ، ما الذي ترغبين في إخباري به؟
    Eğer istersen, bu konuyu başka bir gün yine konuşabiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نتحدث حول ذلك يوماً ما، إذا كنت ترغبين
    Ama sen bu şekilde olmasını istiyor gibi bile görünmüyorsun. Open Subtitles ولكن أنتِ، لا تبدين حتى إنك ترغبين الظهور بتلك الطريقة
    Her zaman sevdiğin insanların ölmesini istersin sen. Open Subtitles أنتِ دائما ترغبين بأن يموت الأشخاص الذي تحبينهم.
    Ve sonra kendine bunun ne kadarını gerçekten istediğini sor. Open Subtitles وثم اسأل نفسكِ كم أكثر من هذا ترغبين في تحمله.
    Ben davet etti beni, birini pataklamak istiyorsan, onu patakla. Open Subtitles بين قام بدعوتي لذا ان كنت ترغبين بضرب احدهم اضربيه
    Tatlım, halletmem gereken bir iş var. Sorumsuz bir koca istemezsin. Open Subtitles . لديّ عمل عليّ القيام به أنت لا ترغبين بزوج مُستهتر
    Harika bir düğün salonu yaptılar ve sen kullanmak istemiyorsun. Open Subtitles لقد أنشأوا قصر لحفلات الزفاف, وأنتِ لا ترغبين حتى باستخدامه.
    Sen bu konu üzerinde durmayı isteyebilirsin ama ben istemiyorum. Open Subtitles قد ترغبين في الخوض في هذا، ولكن أنا لا ارغب.
    Benimle gelmek istemiyor musun? Open Subtitles أنتِ لا ترغبين في المُغـادرة؟ لقضاء المزيد من الوقت معاً؟
    Eğer yıkanmak isterseniz nehirde uygun bir alan var. Open Subtitles إذا كنت ِ ترغبين فى الإستحمام فهناك . حفرة بالخلف عند منحنى النهر
    Çocuklarının farklı, adil ve güvenli bir dünyada yaşamalarını istemez misin? Open Subtitles ألا ترغبين بأن يعيش أبنائكِ في عالم مختلف، عادل وآمن؟
    Bunu istemediğini biliyorum ama ikimiz için de en iyisi bu. Open Subtitles أنا اعرف انك لا ترغبين في هذا و لكنه الأفضل لكلانا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more