Sırtlanlarla olduğu gibi tekrar başını belaya sokmak istemezsin. | Open Subtitles | فأنت لا ترغب في أن تتورط في مشكلة أخرى كما فعلت مع الضباع |
Evet. Evet. Bir hedef olmak istemezsin... uzaydayken. | Open Subtitles | أجل، بالفعل، لا ترغب في أن تكون هدفًا هناك في الفضاء |
Ben de senin kadar istemiyorum. Hiçbir kadın senin gibi bir alçağın çocuğunu istemez. | Open Subtitles | ما من امرأة ترغب في أن يكون لها طفل من وغد مثلك |
Ama bir erkek karısına borçlu kalmayı asla istemez, değil mi? | Open Subtitles | ولكن لا يكاد هذا النوع من الشعور رجل ترغب في أن يكون مدينا للزوجة. |
Belki sen de onun sana gösterdiği nezaketin karşılığını vermek istersin. | Open Subtitles | ربما تشعر أنك كنت ترغب في أن ترد له عطفه عليك |
Sefil hikayeni yeni arkadaşına nasıl aktarmamı istersin? | Open Subtitles | هل ترغب في أن أشرح تاريخك القذر إلى صديقتك الجديدة؟ |
Hayır, bütün tahmin edebildiğim, bir şekilde onu hayal kırıklığına uğrattım, ve-ve o ne yaptığımı söyleyerek beni daha fazla incitmek istemiyor. | Open Subtitles | لا ، كل ما أظـنه انـني خيـّبـتّ ظنهـا بطريقـة مــا و .. و لمـ ترغب في أن تجـرحـني بعد الآن |
Tanrılar mükemmel bir geleceğinin olmasını arzuluyorlar lakin bu arzularından her an vazgeçebilirler. | Open Subtitles | الآلهة ترغب في أن يكون لك مستقبل عظيم ولكنهم ممكن أن يتراجعوا عن ذلك في أي وقت |
Yeni bebek sahibi oldun, şef olmak istemezsin. | Open Subtitles | لقد رزقت بمولودة لتوك، ولا ترغب في أن تكون رئيسا. |
En büyük düşmanımızı dize getirdiğimiz anı kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا ترغب في أن أفتقد اللحظة التي أحضر فيها عدونا الأكبر على ركبتيه |
Yarın okulda uyuklamak istemezsin. | Open Subtitles | إنك لا ترغب في أن تنام وأنت في المدرسة |
Altımdayken kusmamı istemezsin. | Open Subtitles | لن ترغب في أن تكون تحتي عندما يحصل ذلك |
Sinirli halimi görmek istemezsin. | Open Subtitles | الآن، لا ترغب في أن تراني غاضباً |
Ama günde bir iki saatinizi böyle biriyle geçirmek istemez misiniz? | Open Subtitles | ألم ترغب في أن تقضي ساعة من نهار مستمعاً لذلك |
Tanıdığın biri kaybolsa nerede olduğunu bilmek istemez misin Jack? | Open Subtitles | جاك ، ألن ترغب في أن تعرف لو أنك فقدت شخصاً ؟ |
İstihbaratın mı yoksa sorgulamanın mı başına geçmek istersin? | Open Subtitles | كيف ترغب في أن تبقى مطلعاً؟ بالمخابرات والإستجواب ؟ |
Bu geceki sağlık komisyonu toplantısını bilmek istersin diye düşünmüş. | Open Subtitles | بأنك ترغب في أن تعلم ..... بأن هناك إجتماع طارئ للمجلس سيُعقد الليلة |
Sanki artık duymak istemiyor gibi. | Open Subtitles | وكما لو أنها لم ترغب في أن تسمع كلامي منذ البداية |
- Bu herifleri içeri tıkmak istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا ترغب في أن نُلقي القبض على هؤلاء الرجال ؟ أجل ، بالطبع أود فعل ذلك |
Tanrılar mükemmel bir geleceğinin olmasını arzuluyorlar lakin bu arzularından her an vazgeçebilirler. | Open Subtitles | الآلهة ترغب في أن يكون لك مستقبل عظيم ولكنهم ممكن أن يتراجعوا عن ذلك في أي وقت |