"ترف" - Translation from Arabic to Turkish

    • lüks
        
    • lüksüm
        
    • lükstür
        
    • lüksüne
        
    • lüksü
        
    • refah
        
    • lüksümüz
        
    Biz lüks yemeğin keyfini çıkarırken, sokaktaki adam acı çekiyor. Open Subtitles في حين أننا تناول العشاء في ترف فالمواطن العادي يُعاني
    Tabi ruhunla ödemeyi yapmak zorundasın ama neyse ne, bu kadarcık lüks için de bir şey olmaz. Open Subtitles بالطبع أنه غالي الثمن , ومكلف بحق الجحيم ,يحق لي أن أعيش في ترف
    Anlıyormusunuz, özel eğitim ailemin altından kalkabileceği bir lüks değildi. Open Subtitles أنظر، يعتقدون فى التعليم العام لم يكن بإمكانهم تحمل ترف عائلى
    Bu sayede sadece tutkuyla istediğim davaları alma lüksüm var. Open Subtitles ولكن أيضا يحّملنى ترف اختيار القضايا التى أحس بحميمية نحوها
    Onur, yalnızca beyefendilerin karşılayabileceği bir lükstür. Open Subtitles إن الشرف ترف ، يمكن للجنتلمان فقط أن يتحمله
    Papa Hazretlerinin bu tip meseleleri görmezden gelip halka karışma lüksüne binaen bunları kendisinin yerine bizler düşünmek durumundayız. Open Subtitles قداسته لديه ترف بتجاهل مثل هذه الأمور بكونه واحد من الشعب ولهذا يجب علينا أن ننظر فيها نيابة عنه
    Ve sonra yine, Hindistanın çevre kirliligi oluşturma lüksü de yoktur Çünkü çevre ve gelişmeyle evlenmek zorundadır. TED ومرة أخرى الهند لا تملك ترف جعل بيئتها قذرة لأنه عليها الجمع بين البيئة والتنمية
    Hayır, biz ebeveyniz. lüks takıntılarımızı karşılayacak paramız yok. Open Subtitles اسمعي ، نحن أبوين ، ليس بإمكاننا ان نتحمّل ترف هذا الهوس
    Savaşmak ve ölmek böylece bu sözde hükümet, lüks içinde yaşayacak ve savaşı kazanıyormuş gibi yapacak. Open Subtitles لذا أن ما تسمى حكومة لا يمكن أن تعيش إلا في ترف وتدعي أن لا يمكن ان تخسر حرب
    Bir binaya bağlanacak kadar lüks koşullar altında değilim. Open Subtitles أنا لا نملك ترف الحصول على تركيبها على المبنى.
    Görünüşe göre kızcağız lüks içinde bir fino gibi yaşamaktan mutsuz. Open Subtitles , يبدو كما لو أن الفتاة الحزينة تعيش كحضن كلب في ترف
    Çalışanların hayatları mahvolmuşken onun lüks içinde yaşamasına izin veremem. Open Subtitles وسأتأكد جيداً ألا تعيش في ترف في حين دُمرت حيوات العاملين
    - Büyü artık! İç huzuru hiçbir Marslı'nın gücünün yetmeyeceği bir lüks! Open Subtitles راحة البال هي ترف لا يستطيع المريخ تحمله
    Sizin ve soylularınızın lüks içinde yaşamasına izin verilebilir. Open Subtitles أنت والنبلاء قد يسمح لتعيشوا في ترف
    - Zaman, sahip olmadığınız bir lüks, Amiral. Open Subtitles الوقت هو ترف لا تملكه يا أدميرال
    Çünkü şu anda doğru olduğunu varsayma lüksüm yok. Open Subtitles لأني لا أملك ترف استغلال أقوالك لصالحك الآن
    Hoşlanmasamda, emirlere itaat etmeme lüksüm yok. Open Subtitles حسنًا، على عكسك، ليس لدي ترف أن أتجاهل الأوامر
    Aşk senin durumunda karşılayamayacağın bir lükstür. Open Subtitles الحب هو ترف فتاة في مثل موقفك لا يمكن أن تتحمله.
    Aslında muhtemelen doğrusu da bu ama bazen doğru olanı yapmak bir lükstür. Open Subtitles الأمر هو .. ربما يكون هذا هو الأمر الصحيح ولكن ولكن أحياناً يُصبح الشيء الصحيح ترف
    Bilirsin, Greyhound lüksüne parası yetmeyenler için. Open Subtitles تعلمون، بالنسبة لأولئك الناس الذين لا يستطيعون تحمل تماما ترف السلوقي.
    Görünmez olma lüksüne sahip değilim. Open Subtitles أنـا فقط ليس لديّ ترف أن أكون غير مرئية.
    Biliyorsun, son birkaç yıl içinde bir erkeğin sahip olmak isteyeceği her tür lüksü elde ettim. Open Subtitles اتعرفين ,طوال هذه السنوات الماضية ... , لقد حصلت على كل ترف يمكن لرجل الحصول عليه
    Hey, Marge, bu aileyi refah içinde yaşatabilmem için yapmam gereken şey bu. Open Subtitles هذا هو ما علي فعله لإبقاء هذه الأسرة تعيش في ترف
    Ancak bundan böyle güvenli yolu arama lüksümüz yoktur! Open Subtitles لكننا لا نستطيع تحمل ترف سلامة اللعبة الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more