| Bekle, bekle bekle... Bu bisiklette saca 9 vites olduğuna emin misin? | Open Subtitles | اهدأ هل أنت متأكد أن هذه الدراجة لها أكثر من 9 تروس |
| Bu arabada elektronik valf kontrolü, elektronik vites kontrolü ve elektronik diferansiyel var. | Open Subtitles | هذه السيارة تحتوي على صمام الكتروني وعلبة غيارات الكترونية وعلبة تروس تفاضلية الكترونية |
| Ben asla yalvarmam Truss.Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أتوسل تروس. هل تعلم أن. |
| Burada sanayiyi temsil eden kocaman bir dişli var, limanı temsil eden bir gemi var, ve kocaman bir buğday sapı mayalama sanayisine hürmetini sunuyor. | TED | يوجد تروس عملاقة ترمز إلى الصناعة و سفينة تعبر عن المرفأ ساق عملاقة من القمح. تكريماً لصناعة التخمير |
| Bir dönme-dönüşün dişlilerinin arasından. | Open Subtitles | من تروس لعبة الملاهي |
| Sürekli vites kontrol ediyorlar, çok zor bir iş. | Open Subtitles | يراقبون ثبات نسبةسرعة تروس عجلاتهم أنه الجحيم. |
| Kilitleme mekanizmasındaki vites kutusunu devre dışı bırakmaksızın hareket halindeyken kapıları açmanın hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | ودون تعطيل علبة تروس من قفل آلية. لا توجد طريقة هذه الأبواب تفتح بينما الترام يتحرك. |
| -Bekleyin. Bu bisiklette sadece dokuz vites olduğuna emin misiniz? | Open Subtitles | اهدأ هل أنت متأكد أن هذه الدراجة لها أكثر من 9 تروس |
| Belki de babasının vites koluyla işi bitmiştir. | Open Subtitles | ربما تكون ضجرت من الجلوس على غيار تروس والدها |
| Dişliler vites kutusunda kullanılırlar. | Open Subtitles | أسنان العجلة هي تروس أستُعملت في المحركات. |
| Bu bizim kefaretimiz Truss. | Open Subtitles | هذا هو خلاصنا، تروس. |
| Ben Komutan Truss Jackson. | Open Subtitles | أنا قائد تروس جاكسون. |
| Truss Jackson'ı görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى تروس جاكسون. |
| .. diferansiyel gazını mı kullanıyorsun yoksa diferansiyel pervanesini mi? | Open Subtitles | هل ستستخدم تروس المحرك ام تروس المراوح ؟ |
| Bize uzun yol süspansiyonu ve hepsine kilitli diferansiyel lazım. | Open Subtitles | نحتاج أذرعة تعليق طويلة ومجموعة "تروس" مانعة الانزلاق في جميع السيارات |
| Belki de bir karidesin içinde bir çeşit dişli sistemi vardır. | Open Subtitles | بأنه ربما يكون الجمبري لديه تروس أو ما شابه |
| Pompa dişlilerinin 20 tanesi gitti. | Open Subtitles | ضاعت 20 قامة من تروس المضخة. |
| Swartz, geri vitesi olmayan zalim bir adalet sisteminin dişlilerine sıkışmıştı. | Open Subtitles | عَلِقَ شوارتز في تروس آلة عدالة جنائية طاحنة لا يمكنها التراجع |
| Çarklar, yükler ve makaralar gibi basit bileşenler bir araya gelip karmaşık bir makine oluşturuyordu. | Open Subtitles | تروس و أثقال و بكرات. مكونات بسيطة تصنع معاً آلة معقدة |
| Janoth beni ne sanıyor? Et ve kan yerine yayları ve çarkları olan bir saat mi? | Open Subtitles | ماذا يظننى جانوث, ساعة ذات تروس وعقارب بدلا من اللحم و الدم ؟ |
| Bildiğiniz elektronik vitesleri var, yani koldaki şu butona bastığım zaman, vites mekanizması, yani şu arkadaki vites değiştiren şey, | Open Subtitles | فـ لديّ تبديلات تروس الكترونية فعندما اضغط على الزر بمقود الدراجة يرسل أمراً لتغيير غيار الترس |
| Ona göre biz, makinadaki çarklardan başka bir şey değiliz muhtemelen. | Open Subtitles | بالنسبة إليه، نحن لا شيء سوى تروس في آلته. |