"تزهر" - Translation from Arabic to Turkish

    • çiçek
        
    • açsın
        
    • çiçekleri
        
    • açılıveriyor
        
    • Çiçek açıyorsun
        
    • çiçeği
        
    • açtığında
        
    Bazıları ağaçların üstünde çiçek açarken diğerleri yerin altında yaşar. TED بعضها تزهر عاليًا في الأشجار، بينما تعيش الأخريات تحت الأرض.
    Kum tepesi ipek otu her baharda Florida'nın kumlu çayırlarında çiçek açar. Open Subtitles تزهر حشيشة تل الرمل اللبنية كل ربيع في المروج الرّمليّة في فلوريدا
    Bu içiçe geçmiş karmaşık durum senin suçun değil, bir ağaç zorla, sonsuza dek, çiçek açıp meyve vermez. Open Subtitles اٍنه ليس خطأك أن لففت و التويت مثل شجرة أجبرت أن تزهر اٍلى الأبد ولا تثمر
    Bırak açsın, bırak açsın! Open Subtitles دعها تزهر ! دعها تزهر ! دعها تزهر {\fad(100,100)}
    ~Tek bir dizenin cansız fısıltısıyla... ~Açar yüreğimde yalnızlık çiçekleri... ~Tek bir düşün titreyen ışığıyla... Open Subtitles الهمس المنقطع التنفس للشعر الوحيد والوحدة تزهر بقلبي وميض حلم واحد
    Dolunayda gözlerinin önünde açılıveriyor. Open Subtitles انها تزهر أمام عينيك iعندما يصبح القمر بدرا
    - çiçek açıyorsun evlat. Open Subtitles -أمازلت تشتم الخوف؟ -أنت تزهر يا فتى .
    Daha çiçek açmadan kurt düşer bahar tomurcuklarının içine. Open Subtitles والافات كثيرا ما تصيب نبات الربيع قبل ان تزهر اغصانه وتتفتح براعمه
    Alev ağaçları çiçek açtığında çok miktarda leziz nektar üretir. Open Subtitles عندما تزهر أشجار اللهب، فإنها تنتج كميات كبيرة من الرحيق الطيب اللذيذ.
    Sonunda, Song agacı çiçek açmaz olmuş. Open Subtitles وفي النهاية، لم تستطع الشجره ان تزهر من جديد
    Sonunda, Song agacı çiçek açmaz olmuş. Open Subtitles وفي النهاية، لم تستطع الشجره ان تزهر من جديد
    Her seferinde farklı renklerde 3 kere çiçek açıyormuş. Open Subtitles أخبرت أنها تزهر ثلاث مرات على الأقل، وكل مرة بلون مختلف.
    Hayvanlar karnını doyurur, ağaçlar yeniden çiçek açar. Open Subtitles الحيوان يصبر على جوعه فالأشجار سوف تزهر من جديد
    Artık ışık bol olduğuna göre bu bitkiler çiçek açabilir. Open Subtitles ومع وفرة حاجتها الآن من الضوء تصبح هذه النبتة قادرة على أن تزهر
    Lâleler yılın bu vakitleri çiçek açmaz. Open Subtitles الخزامي لا تزهر في مثل هذا الوقت من العام، البيضاء أو أي نوع آخر.
    Güne açan bir çiçek gibi açılmamı sağladı. Open Subtitles ولقد جعلني أتفتح كالوردة، التي تزهر باتجاه الشمس.
    Ama bahçeye bakarsan ilkbahar gelir ve çiçek tekrar açar. Open Subtitles لكن إذا إعتنيت بتلك الحديقة، فصل الربيع سوف يأتي وتلك الزهرة سوف تزهر مجدداً.
    Hırs çiçeği bırak açsın! Open Subtitles {\fnACS Topazz Extra Bold\fs38\cHFFFEAE} ! دع الزهرة تزهر العاطفة {\fad(100,100)}
    avlumuzun içinde kozmos çiçekleri açıyormuş. Open Subtitles أنا وُلدت عندما كانت الورود بدأت تزهر و الخضرة تنمو
    Dolunayda gözlerinin önünde açılıveriyor. Open Subtitles انها تزهر أمام عينيك iعندما يصبح القمر بدرا
    - çiçek açıyorsun. Open Subtitles -أجل . -أنت تزهر .
    çiçeği birkaç dakika içinde açılıp dökülüyor. Open Subtitles تزهر الوردة وتذبل فى لحظات معدودة
    Ama eminim ki açtığında hepsinin en güzeli bu olacak. Open Subtitles لكني سأُراهن بأنها عندما تزهر ستكون الأكثر جمالاً فيهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more