Ve burası insanların kaka yapmalarına yardımcı olması için iğrenç tahıllar aldıkları yer. | Open Subtitles | وهذا هو المكان الذي يشتري منه الناس حبوب مقرفة كي تساعدهم في التغوط |
Tam olarak yaptığım, iletişim kurmalarına yardımcı olacak teknolojiler yaratmak. | TED | بالتحديد أنا أصنع تقنيات تساعدهم على التواصل. |
Tedavinin faydalı olup olmadığı ve basit soruların cevaplanması konusunda yardımcı olabilir: Hasta enfeksiyon kapmış mı? | TED | يمكن أن تساعدهم على التأكد من إحتمال نجاح علاج أم فشله، ويمكن أن يجيب على بعض الأسئلة البسيطة: هل المريض مصاب بعدوى؟ |
Ve Nina Myers, dokunulmazlık verdiğiniz kadın, onlara yardım ediyor. | Open Subtitles | ونينا مايرز ، التى حصلت على حصانتك ، تساعدهم الان |
Onlara gizlilik, mahremiyet teklif etmek zorundasınız onlara yardım ederken muhteşem olmalısınız ve sonra onlar gelecek ve birken bin olup gelecekler | TED | عليك أن تقدم لهم الثقة والخصوصية عليك أن تساعدهم بشكل مبهر، وعندها فقط سيأتون إليك. أفواج كثيرة ستأتي إليك. |
Yaptığımız oyunların ve filmlerin bazıları yaşadığımız dünyadan kendimizi soyutlamamıza yardım eder. | Open Subtitles | فقط بعض الألعاب و الأفلام التي نصنع تساعدهم على الهروب من عالمهم |
Devlet sana hayatın boyunca tanıdığın adamları içeri atmalarına yardım... ettiğin sürece istediğin şeyi bulmana yardım etti. | Open Subtitles | الحكومه ستعطيك ماترغب به مادمت تساعدهم لتضع رجالا كنت تعرفهم طوال حياتك بالسجن |
Yardım etmeyecek misin? | Open Subtitles | الن تساعدهم ؟ |
Lokum deneyinin yaptığı, gizli varsayımları tanımlamalarına yardımcı olmaktır. | TED | وما تفعله منافسة المارش مالو هي أنها تساعدهم في التعرف على الإفتراضات الخفية. |
Kumarhane çevresinde bir kraliçeydi. Para babalarını getirir, bol bol para harcamalarına yardımcı olurdu. | Open Subtitles | كانت ملكة في الكازينو,كانت تحضر المقامرين الأغنياء و تساعدهم في انفاق الكثير من المال |
Peki, biz kovan, fırtına ama olabilir sonra tekrar, muhtemelen sadece onları bize durdurmaya yardımcı olur. | Open Subtitles | حسناً ، يجب أن ندمّر الخلية لكن مجدداً هي قد تساعدهم في إيقافنا |
yardımcı olabilirsin diye getirdim onları. | Open Subtitles | نعم أعلم ذلك,ولكن أنا جلبتهم الى هنا حتى تساعدهم |
Şey, bilirsin, eğer polisin Belçika waffle makinesine ihtiyacı olursa onlara yardımcı olabilirsin. | Open Subtitles | حسناً, إذا فقدت الشرطة آلة بلجيكية لتحضير كعكة الفواكه تستطيع أن تساعدهم |
Belki hala yardımcı olan insanlar ihtiyacınız olduğunu anlamda. | Open Subtitles | ربما أنت تشعر أن الأشخاص . الذين كنت تساعدهم مازالوا يحتاجون إليك |
Bunu duymak çok üzücü ama dinlemek onlara yardım etmiyor sorunlarını çözmüyor. | TED | هذا هو حقا امر محزن أن نسمع، وأنها لم تساعدهم بـ بنس واحد، لم تحل أي من مشاكلهم. |
Keşke gözyaşlarımız onlara yardım edebilse, Raphaela. | Open Subtitles | لو كان من الممكن أن تساعدهم دموعنا يا رفائيلا |
Ve okuldan atılmayı bekleyen dokuz yavrumuz var, ve siz onlara yardım bile etmeyeceksiniz. | Open Subtitles | والآن سيكون هناك تسعة أطفال سيتم طردهم مِنْ المدرسةِ، وأنت حتى لا تساعدهم بالخروج |
Devamlı gelişiyorlar, bazı durumlarda da, hükümet yardım ediyor. | TED | أنهم يطورون بصورة مستمرة، وفي حالات قليلة، تساعدهم الحكومة |
Anlatmalarına izin veriyoruz. Güvende olmalarına yardım ediyor. | Open Subtitles | ندعهم يروونها فهي تساعدهم على البقاء بأمان |
Yaptığımız oyunların ve filmlerin bazıları yaşadığımız dünyadan kendimizi soyutlamamıza yardım eder. | Open Subtitles | فقط بعض الألعاب و الأفلام التي نصنع تساعدهم على الهروب من عالمهم |
İzlediğin yöntem başka bir suça daha yardım etti yani? Hayır! | Open Subtitles | لذا فكرتك كانت ان تساعدهم في إرتكاب جريمة أخرى؟ |
Ve size daha önce gösterdiğim sistem gibi bu böcekler aslında ne inşa edeceklerine karar vermelerine yardım edecek patern kurallara sahiptirler, fakat patern diğer böceklerden oluşabilmektedir veya çamurdan oluşabilir. | TED | وكالمناذج التي رأيتكم إياها من قبل تلك الحشرات عندهم قوانين للأنماط تساعدهم على تحديد ماذا سيبنون ولكن هذه التصاميم يمكن بناءها من حشرات أخرى أو أن تُبنى من الطين |
Onlara bizim tarihimizi, kültürümüzü çalmalarına yardım ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تساعدهم في سرقة تاريخنا وثقافتنا |