"تسامحاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • hoşgörülü
        
    • bağışlayıcı
        
    • toleranslı
        
    Kadınlar daha hoşgörülü oluyor, ama bu iyi bir şey. Open Subtitles إن النساء أكثر تسامحاً وهذا شئ جيد
    Pierce daha hoşgörülü biri haline geliyor ve bunun babasıyla ilgisi yok. Open Subtitles بيرس) تحول لشخص أكثر تسامحاً) و هذا ليس له أي علاقة بوالده
    Ben, L.R.H. dışında, bu kadar işinin ehli zeki, hoşgörülü şefkatli birini daha tanımadım. Open Subtitles لم أُقابل فى حياتى من هو أكفأ, أو أذكى, أو أكثر تسامحاً, أو من هو أكثر رحمةً...
    Öte yandan karım, benim kadar bağışlayıcı değil. Open Subtitles زوجتي، من ناحية أخرى حسناً، حسناً، فهي أقل تسامحاً
    Balık, en bağışlayıcı burçtur. Open Subtitles برج الحوت الأكثر تسامحاً من بين الأبراج
    Örneğin Londra ve güneydoğuda en çok göçmen var ve buraları açık farkla en toleranslı bölgeler. TED على سبيل المثال، لندن والجنوب الشرقي بها أكبر نسبة من المهاجرين، وإلى حد بعيد هي المناطق الأكثر تسامحاً.
    Evliliğe karşı daha nazik ve hoşgörülü bir yaklaşımı. Open Subtitles أمثل أخلاقيات زواج أكثر تسامحاً.
    Bu adadaki her adi pislik, yaşlı George'dan çok daha az bağışlayıcı, birine ihanet etti. Open Subtitles كل وغد لعين على هذه الجزيرة قد قابل رجل أقل بكثير تسامحاً من العجوز (جورج)
    Ama bu verilere şöyle bir bakınca ortaya çıkan bir hipoteze göre ayrışmış toplumlar küreselleşmeye oldukça az toleranslı. TED ولكن إحدى الفرضيات التي أظن أنها تبرز من نظرة خاطفة على تلك البيانات هي فكرة أن المجتمعات المستقطبة تعتبر الأقل تسامحاً تجاه العولمة.
    Fransa'nın bu bölümünün daha merhametli olduğunu düşünüyordu, daha önce yaşadığı yerden daha toleranslı olduğunu. Open Subtitles أكثر تسامحاً من مدرسته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more