Otelden ayrılmadan önceki gece yerel bir barda puro ve bira içtik. | Open Subtitles | وفي الليلة التي تسبق مغادرتنا، ذهبنا إلى حانة محلية للشرب وتدخين السيجار |
Gemiyi kaybetmeden önceki gece Judy'nin kulağına bir şey söyledi. | Open Subtitles | الليلة التي تسبق ليلة فقداننا للسفينة، همس بشئ في أذنها |
Bu, modern adli tıptan önceki zamanlarda eski davalarda olan bir şey. | Open Subtitles | هذا ما يحدث أحياناً مع القضايا القديمة عندما تسبق الطب الشرعي الحديث. |
Bir maçın öncesi gece, çok heyecanlıyım. | TED | أنا متوتر جدا في الليلة التي تسبق المباراة. |
Bu kadın, Dünya evrimini 50 milyon öncesine dayanıyor olabilir. | Open Subtitles | هذه المرأة قد تسبق إنسان تطور على الأرض بخمسين مليون سنة |
Evliliğin sona ermesinden önceki tartışmaların matematiksel inceleme için ideal bir aday olmadığını düşündüğünüz için belki bağışlanabilirsiniz. | TED | يمكن أن تكون معذورا ربما، إن اعتقدت بأن الجدالات التي تسبق انهيار الزواج ليست بالمرشح المثالي لتحقيق رياضياتي. |
Taç töreninizden önceki gece şarap içtiniz. | Open Subtitles | فى الليله التى تسبق يوم تتويجك أكان عليك أن تتناول النبيذ |
Bu, fırtınadan... önceki sessizlik. | Open Subtitles | . . هي تلك اللحظة من الضغط المنخفض التي تسبق الإعصار العنيف |
Ah çok güzel. Düğünümüz için Savannah'ya tek başına gitmeden önceki gecem. | Open Subtitles | فى الليله التى تسبق زواجى سوف اطير الى السافانا وحيده |
Bütün bunlar biralık arpanın ve şerbetçiotunun mayalanmasından önceki dönemlerden kalmıştır. | Open Subtitles | شر ، حسنا ، هذه مطلقات أخلاقية التى تسبق تخمير الشعير و قفزات رائعة |
Programdan önceki gece bebek gibi uyumak istediğimi ve üstümü örtmek için yanımda birkaç fıstık bulundurduğumu anlatırım. | Open Subtitles | نومي كطفل صغير الليلة التي تسبق البرنامج الخيري و للاحتياط أبقيت معي بعض الفتيات بين يديَّ |
Programdan önceki gece bebekler gibi uyumak istediğimi... ve üstümü örtmek için yanımda birkaç fıstık bulundurduğumu anlatırım. | Open Subtitles | نومي كطفل صغير الليلة التي تسبق البرنامج الخيري و للاحتياط أبقيت معي بعض الفتيات بين يديَّ |
Düğünden önceki geceyi Beraber geçirmememiz gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | خلتكِ قلتِ بأن علينا قضاء الليلة التي تسبق يوم الزفاف سويه |
Bu nedenle saldırıdan bir yıl önceki tarihleri kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | لذا يجب علينا البحث في كل سنه تسبق الهجوم |
Şeyden önceki anı çok seviyorum, hala ona bakarken... | Open Subtitles | أحبّ اللحظة التي تسبق الأمر أي عندما تنظر إليه |
Bu nedenle saldırıdan bir yıl önceki tarihleri kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | لذا يجب علينا البحث في كل سنه تسبق الهجوم |
Evliliğin hemen öncesi en hassas zamandır. | Open Subtitles | الفترة التي تسبق الزواج مباشرة تكون حساسة جداً |
Son kez söylüyorum. Bu bir popülerlik yarışması değil. Demek Noel öncesi Cuma. | Open Subtitles | للمرة الأخيرة هذه ليست مسابقة شعبية لا يهمني إذا كانت في الجمعة التي تسبق الميلاد |
Bu bizi donukluktan çıkarıp Zaman Düğmesi'ni ortaya çıkardığım andan öncesine götürmeli. | Open Subtitles | ينبغي ان ينتزعنا من حالة الركود و يعود بنا إلى اللحظة التي تسبق تصميمي لزر الوقت |
Sonuç, Big Bang öncesindeki hale çok benzeyen inanılmaz derecede yoğun, sıcak, sıkışık bir evren olacaktır. | TED | لتكون النتيجة كونًا كثيفًا وحارًا ومضغوطًا بشكلٍ لا يُصدق، يُذكرنا هذا بالحالة التي تسبق الانفجار الكبير. |
Ama aynı zamanda da kendini asla sizlerden ya da sevdiği bu kasabadan önde tutmayacak birini. | Open Subtitles | و لكن ستنتخبون أيضاً رجلاً لن يضع نفسه أبداً بمرتبة تسبق أى منكم أو تسبق مصلحة تلك المدينة التى يحبها |
Daha önce bu kadar hızlı giriş izni alan görmemiştim. | Open Subtitles | لم تسبق لي رؤيتكم تقومون بالتحقق من الهوية بهذه السرعه |