Bana çok nazik davrandın, ve ben sana hak ettiğin kadar teşekkür etmedim. | Open Subtitles | .. أنتِ كنتِ لطيفةً للغاية معي و أنا كنت غير مقدر لما تستحقينه |
Giysene. Artık senin. Bunu hak ettin. | Open Subtitles | ارتديه مجددا, انه لكِ الآن, أنت تستحقينه. |
Benim erkeklerimin korumasını istiyorsan, bunu hak etmek zorundasın. | Open Subtitles | اذا اردت الحماية من رجالي يتوجب عليك أن تستحقينه |
Ve sen de uğruna o kadar çalışıp, hak ettiğin o veda konuşmasını yapamıyorsun, çünkü her şeyi rezil ettim. | Open Subtitles | والأن أنتِ حتى لا تستطعين أن تقدمي خطابك الختامي الذي تعبت عليهِ, و تستحقينه لأنني أخفقت بتعامل مع الأمور |
Günün birinde bu kutuyu sana layık güzel bir yüzükle dolduracağım. | Open Subtitles | وعد , انه يوماً ما سوف املئ هذا الصندوق بخاتمك الجميل الذي تستحقينه |
Param olduğunda sana hakettiğin yüzüğü de alacağım. | Open Subtitles | عندما يكون لدي المال ،سوف أشتري خاتم تستحقينه |
Dikkate almasanız, ihtiyacınız olmasa, hak etmeseniz bile! | Open Subtitles | على الرغم أنه لا يهمك و لست بحاجته و لا تستحقينه ماريان |
İstediğin bu değil biliyorum ama hak ettiğin bu. | Open Subtitles | اعلم ان هذا ليس ما أردته ولكن هذا ما تستحقينه |
Yeni giysiler ve masaj en azından bunları hak ediyorsun. | Open Subtitles | الحصول على بعض الملابس الجديدة والتجميل، أقصد، ذلك يبدو وكأنّه أقلّ ما تستحقينه. |
Aslına bakarsan kılıcımla ölmek senin hak etmediğin bir şeref. | Open Subtitles | بصراحة , الموت بسيفي هو شرف لا تستحقينه. |
Yalancıların hak ettiği bu değil mi? ! | Open Subtitles | ،حسنٌ، هذا ما تستحقينه أليس كذلك أيتها الكاذبة؟ |
Yani seni hak ettiğini düşündüğünden çok daha sert bir şekilde eleştirirdi. | Open Subtitles | إذن فقد حكمت عليكِ بقسوة أكثر مما كنتِ تشعرين أنّكِ تستحقينه. |
Değişiyorum Haley. hak ettiğin adam olacağım. | Open Subtitles | انا اتغير ,هيلي,سوف اكون الرجل الذي تستحقينه |
Evine bu yaptıklarımdan sonra, bunu hak ettiğini düşündüm. | Open Subtitles | حسناً بعد ما فعلته بمنزلك شعرت أنك تستحقينه |
- Ne övgüleri hak ettiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تعلمين حجم التقدير الذي تستحقينه. |
Çünkü böylesine güzel bir şeye bu kadar az değer veriyorsan belki de hak etmiyorsundur. | Open Subtitles | لانك اذا تهتمين بقدر ظئيل من اجل شيئ جميل جداً ربما لا تستحقينه |
Olanları ben hak ediyorum, ama sen etmiyorsun suçu bana at. | Open Subtitles | أنا أستحق هذا لكنك لا تستحقينه لذا، ألقي اللوم عليّ |
Ben ölmeyi hak etmiyorsam sen kesinlikle etmiyorsun. | Open Subtitles | وإن كنت لا أستحق الموت فأنت بالتأكيد لا تستحقينه |
Olanları ben hak ediyorum, ama sen etmiyorsun suçu bana at. | Open Subtitles | أنا أستحق هذا لكنك لا تستحقينه لذا، ألقي اللوم عليّ |
Çünkü buna gerçekten layık olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | ـ لأنه يخالجني شعور بأنكِ تستحقينه فعلاً |
Çünkü bu senin düşünüp hakettiğin. | Open Subtitles | لأنكِ تعتقدين بأن هذا ما تستحقينه |
Henüz almadığım maaşım kadardı ama sen buna değersin. | Open Subtitles | انه على حساب راتبي الذي لم أحصل عليه حتى الآن لكنكِ تستحقينه |