"تستحقّه" - Translation from Arabic to Turkish

• hak ediyorsun
• hak etmişsin
• layık
• onu hak
• hak ettiği

Baba, tabii ki de hak ediyorsun. Onu bilmem ama, her zaman yanındayım.
.لكنّك تستحقّه يا أبي - .لا، جلّ ما أعرفه بالتأكيد...

Sen ne hak ediyorsun?
ما الذي تستحقّه أنتَ؟

Haklısın, hak ediyorsun.
أنتَ محقّ، تستحقّه

- Belli ki bunu hak etmişsin.
و هو ما تستحقّه كما هو واضح

Kırbacı hak etmişsin o zaman.
ثمّ نلت الجَلد الذي تستحقّه

Yüksek teknolojili sistemimiz layık olduğun ruh eşini bulabilir.
"نظامنا المتطوّر جدّاً يستطيع إيجاد توأم روحكَ الذي تستحقّه"

Kalbini, basit, korkak ve onu hak etmemiş bir kadına verdiğini biliyor.
لأنّه يعلم أنّه أعطى قلبه لامرأة ضحلة وجبانة قليلاً ، و... لا تستحقّه حقاً

Bu adam, kasabamızın hak ettiği çizgi roman satıcısı.
هذا الرجل هو بائع المجلّات الذي تستحقّه مدينتنا

Sen bunu hak ediyorsun.
تستحقّه.

layık olduğun kaderinle.
المصير الذي تستحقّه

Dina'ya layık değil ama onu geri istiyor olamazsın her hâlde.
ولستُ أعنى أنّا (دينا) لا تستحقّه ولكن بالتأكيد لأنّك لن تُريد عودتها مجدداً

"Aşk kirli oyunlar oynamaya başlarsa, bu onu hak etmediğini kanıtlar."
عندما يخدعك الحبّ" "فهذا دليلٌ على أنّك لا تستحقّه

Booth sana hiç sırtını dönmedi. Bencil bir korkaksın ve onu hak etmiyorsun.
(بوث) لم يُدر ظهره لك أنتَ جبان أناني، ولا تستحقّه

Ama paranın geri kalanını Jenna'ya hak ettiği tüm anneler günü sevgisini vermeden alamayacaksın.
لكنك لن تأخذي الباقي إلا عندما تتلقى (جينا) حب عيد الأم الذي تستحقّه

Onun hak ettiği budur.
هذا ما تستحقّه.