| Bakın, burundaki gölgeler... dik bir açıyla düşüyor, sanki öğle vakti gibi. | Open Subtitles | نلاحظ أن الظلال على الأنف تسقط في خط مستقيم كأنها وقت الظهيرة |
| Eğer bir ağaç ormanda düşer ve sesi kimse duymazsa, ses çıkmış mıdır? | Open Subtitles | مثل الشجره التى تسقط فى الغابه ولا يسمعها احد لا تصدر اى ضوضاء |
| Böylece sürekli Güneş'e düşüp asla ona ulaşamayan bir hareketti bu. | Open Subtitles | وهذا ما يجعلنا نصف حركة الكواكب بأنها دائما تسقط ناحية الشمس |
| Merdivenden düşme numarası da yapma. Şuurunun yerinde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولا تسقط من على الدرج أمامي لست فاقداً الوعي أبداً |
| Pekâlâ, anne ve babam nehre düşen bu mankeni ben sanacaklar. | Open Subtitles | حين يرى والدي هذه الدمية تسقط في النهر ، سيظنونها أنا |
| DA yazın başında bana geliyor ve gökyüzünün düştüğünü söylüyor | Open Subtitles | لقد قابلني المدعي العام بدايه الصيف واخبرني ان السماء تسقط |
| Öğlen olmadan, şehir düşecek ve bizler bir kez daha Arlington'ın kutsal topraklarında yürüyor olacağız. | Open Subtitles | عند الظهيرة، سوف تسقط. ومن جديد، سنخطو فوق ساحاتنا العظيمة بالوطن. |
| sonra g.tünün üstüne düşmeden oradan çıkıp gitmek için Tanrıya dua edersin. | Open Subtitles | بعدها ستصلى للرب لكى ينقذك من الجحيم قبل ان تسقط على مؤخرتك |
| Yerden bir inç yükseklikte tutup sonrasında aleti kapatıyorlar ve böcek de anında yere düşüyor. | TED | يقومون فقط بموضعتها فوق السطح بإنش واحد، ثم يقومون بإيقاف تشغيل كل شيء ثم يدعونها تسقط. |
| Birden önünüzdeki tırdan büyük, ağır bir nesne düşüyor. | TED | وفجأة تسقط عليك مواد كبيرة وثقيلة من الشاحنة التي أمامك |
| İlginç olan ise, eğer engeli birazcık sağa kaydırırsam, şu an yapıyorum, işte, bu kez farklı bir şekilde düşüyor. | TED | الآن ، الأمر المهم، إذا أبعدت الحاجز قليلا إلى اليمين ، وهو ما أفعله الآن ، هنا ، سوف تسقط بطريقة مختلفة تماما. |
| Bu durumda masayı kaldırmak için kollarını oynatması durumunda kartlar yere düşer. | Open Subtitles | في هذه الحالة، إذا حرك ذراعيه لتحريك الطاولة، فسوف تسقط البطاقتان أرضاً. |
| Onu kolayca alt edebiliriz ama balkonun tam kenarındalar, eğer o düşerse kız da düşer. | TED | بإمكاننا أن نفعلها وبسهولة، ولكنه على حافة الشرفة، إذا سقطت الشرفة، سوف تسقط معها. |
| Kimse seninle konuşmak istemiyor, bu yüzden neden düşüp ölmüyorsun. | Open Subtitles | لا أحد يريد التكلّم معك، لذا فلمَ لا تسقط ميتاً؟ |
| O gece rüyamda, Bebek Ruth'un imzaladığı koca bir topun... üzerime düşüp beni demir yolu çivisi gibi... | Open Subtitles | وفى هذه الليلة حلمت بكرة بيسبول موقعة من باب روث تسقط من السماء على رأسى وتسقطنى أرضا |
| Topu havada tutarak olası düşme ve hızlanmalara sebep olan kütleçekimsel enerjiyi sağlıyorsunuz. | Open Subtitles | برفعك للكرة أنت تقوم بإعطائها طاقة جاذبية وهو فرق الجهد لأن تسقط وتتسارع |
| Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. | Open Subtitles | وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف. |
| İnsanlar art arda sekiz bomba düştüğünü ve sonrasında güvende olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | الناس تعلموا أن ثمانية قنابل تسقط فـى صـف واحـد ثـم يصبـحون أمنين |
| Bir küçük kız kuyudan düşecek olsa, bütün Amerika nefesini tutuyor. | Open Subtitles | الأميركييون يحبسون أنفاسهم في كل مرة تسقط فيها |
| Bayan düşmeden önce takılmış ama daha sonra kayda başlamış. | Open Subtitles | وضعت قبل أن تسقط السيدة، لكن لم تشغيلها حتى بعد |
| Vakit yok. Santa Ana düştü. Ülke ikiye bölündü. | Open Subtitles | لا وقت, سانتا انا تسقط و البلد انقسمت الي نصفين |
| - ...ve sakın taşları düşürme. - Harika, sorun değil. | Open Subtitles | و لا تترك أي حجارةٍ تسقط أه، رائع، لا مشكلة |
| Genelde insanlar bu olayı geçen hafta sonundaki çarpan, gıcırdıyan, düşerken yanan paraşütlerin | TED | البعض يشاهد هذا الحدث للإنبهار مثل ناسكار أشياء تتصادم، تسحق، إحتراق المظلة وهي تسقط |
| Yoksa sonrasında göreceğiniz şey bir rehinenin pencereden aşağı düşmesi olur. | Open Subtitles | وإلاّ الأمر التالي الذي ستراه يحدث هو رهينة تسقط من النافذة. |
| Endişelenmeyin, garaja düşmedi. Tahtaya vurun! | Open Subtitles | لا تقلق, لم تسقط في المرآب دقّ على الخشب |
| Yani, üç kişiden dayak yedin ama yere bile düşmedin. | Open Subtitles | لقد تحمّلت ضرباً مبرحاً من ثلاثة رجال ولم تسقط حتى. |
| Yani onun da dönüp sırası gelince düşmesini mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريد لها ان تذهب الى بيتها وان تسقط هي الاخرى |