Hiç şansım olmadı. Gardiyanlar, onu dövüp başka bir bölüme gönderdiler. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة , الضباط فرقوهم ونقلوه الى قسم آخر |
Babam hayatını kaybetmişti ve onu çok sevdiğimi söyleyecek şansım olmamıştı. | TED | والدي وافته المنية، ولم تسنح لي الفرصة لأخبره أني أحبه. |
- Çukurda olduğum için buraya çıkıp kontrol etme fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة للصعود هنا مذ علقت في تلك الحفرة |
Hiç. Sadece döndüğünden beri onları beraber görme fırsatım pek olmamıştı. | Open Subtitles | لا شيء، لكن لم تسنح لي الفرصة لرؤيتهما معاً منذ عودتها |
Ayrılmadan önce, sana veda etme fırsatı bulamayacağımı düşündüm. | Open Subtitles | ..هذا بأنك قد غادرت ولم تسنح لي الفرصة لوداعك |
Sabahki kahve için teşekkür etme fırsatı bulamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة لشكرك على فنجان القهوة هذا الصباح |
Ona değer biçmeye zamanım olmadı. Daha dün elimize geçti. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة لِتثمينه، لقد وصل بالأمس |
Benimse onlara ne kadar çok minnettar olduğumu ve onları ne kadar çok sevdiğimi yüzlerine söyleme şansım olmadı. | TED | ولم تسنح لي الفرصة أن أخبرهم بمدى تقديري وحبي لهم. |
Şimdi de bunların bedelini ödüyorum... daha birçok şeyi yapma şansım olmayacak-- sigara içmek... sahte kimlik kullanmak.... saçıma küfür kazıtmak-- | Open Subtitles | والآن أدفع الثمن. ولكن هناك أمور عديدة لن تسنح لي الفرصة للقيام بها. كتدخين سيغارة، |
Iıı, ben değil. Kimsenin hayatını cehenneme çevirme şansım olmadı. | Open Subtitles | لست أنا، لم تسنح لي الفرصة لجعل حياة أي أحد باىسة |
Bak, lütfen; sadece onunla gitmeden konuşmam lazım ve tek bir şansım var. | Open Subtitles | أرجوك، أريد أن أتكلم معه وحسب، قبل أن تقلع الطائرة ولا تسنح لي الفرصة مجدداً |
Onunla vedalaşma şansım olmadı. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة لوداعها , أتعرفين ذلك ؟ |
Başka şansım yoksa bile,yaptığın herşeyi taktir ediyorum. | Open Subtitles | إن لم تسنح لي فرصة أخرى، فإنّي أريدك أن تعلم بأنّي ممتنّ لكلّ ما فعلتَه |
Tasarladığımdan beri bu yaramaz çocukla oynama fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة للعب مع هؤلاء الاشخاص السيئين منذ أن صممته |
Benzin parası vermeye fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لأنه لم تسنح لي الفرصة لأعطيع ثمن البنزين |
Çocukla bir daha takılma fırsatı bulamayabilirim. | Open Subtitles | والآن لن تسنح لي الفرصة لتمضية الوقت مع الفتى من جديد |
Eşiniz için ne kadar üzgün olduğumu söyleme fırsatı bulamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة مطلقا لأعبر لك لك عن مدى أسفي.. على زوجتك |
Bunu söylemeye fırsat bulamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة لقول ذلك بعد |
Silahımı çektim ama kullanmaya zamanım olmadı, çünkü suya çarptık. | Open Subtitles | سحبت سلاحي، لكن لم تسنح لي الفرصة لإستعماله لأنّنا إصطدمنا بالماء. |
- Üzgünüm, acelem vardı. Hediye paketi yaptıracak zamanım olmadı. | Open Subtitles | آسف، كنت مستعجلاً لم تسنح لي الفرصة في تغليفها |