"تسير بسرعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hızla giden
        
    • hızlı gidiyorsun
        
    • hızlı ilerliyor
        
    • hızla giderken
        
    • hızlı yürüyorsun
        
    • hızlı gidebilirken
        
    • ile gidiyorsun
        
    Onu ait olduğu yerde, yani vücudunun içinde tutmak istiyorsan, otoyolda 120 kilometre hızla giden kamyonlardan atlamaktan vazgeç! Open Subtitles فأذا أريد الأحتفاض بة داخل جسمك في مكانة يجب أن تتوقف عن القفز من على الشاحنات وهي تسير بسرعة 80 على الطريق السريع
    Saatte seksen kilometre hızla giden bir arabadan atlayacak mısın? Open Subtitles هل ستخرجين من السيارة وهي تسير بسرعة 50 ميل في الساعة؟
    Söylememi mazur görmezsen, Çok hızlı gidiyorsun gibi geldi bana. Bana da 55'le gidiyormuşuz gibi geliyor. Open Subtitles أنت لا تمانع إذا أخبرتك بأنك تسير بسرعة زائدة وهذا ليس من مصلحتك
    - Çok hızlı gidiyorsun, Kull. - Yeterince değil. Open Subtitles انت تسير بسرعة يا كال ليس بالسرعة الكافية
    Onu sıvı halde tutuyor, bu sayede bu kadar hızlı ilerliyor. Open Subtitles إنه يبقيها متدفقة، إنها تسير بسرعة فائقة
    Bir de saatte 288 kilometre hızla giderken görmen lazım. Open Subtitles إنتظر حتي تراها وهي تسير بسرعة 180 ميل في الساعة
    Şimdi de benden çok hızlı yürüyorsun evlat. Open Subtitles الأن أنت تسير بسرعة بالنسبة لي يا فتى
    Nasıl oluyor da arabadan hızlı gidebilirken araba kullanmaya katlanıyor? Open Subtitles كيف يتحمّل البقاء في سيارة وهي تسير بسرعة أقلّ منه بكثير؟
    Dostum 20 ile gidiyorsun. Open Subtitles يا صاح انتَ تسير بسرعة عشرين - و ماذا بذلك ؟
    Evet, saatte 320 kilometre hızla giden bir bisiklete. Open Subtitles أجل , إن كانت الدراجة تسير بسرعة مئتان ميل في الساعة
    Saatte 130 kilometre hızla giden, yoluna çıkan her şeyi dümdüz edebilecek 100 bin tonluk kar kütlesi. Open Subtitles مائة الف طن من الثلج تسير بسرعة 80 ميلا في الساعة، قادرة على تحطيم كل شيء في طريقها.
    Park yeri bulmak gibi küçük işler yapan, sınırlı bir Tanrı'mız mı var, ama saatte 500 mil hızla giden dalgalar gibi büyük işler hariç TED هل لدينا رب جزئي يستطيع القيام بأشياء صغيرة مثل إيجاد مساحات انتظار للسيارات, لكنه لا يفعل الأشياء الكبيرة مثل إيقاف أمواج تسير بسرعة 500 ميلاً في الساعة؟
    Hey! Hey! Çok hızlı gidiyorsun! Open Subtitles إنك تسير بسرعة كبيرة
    Ciddiyim. Oldukça hızlı gidiyorsun. Yavaşla! Open Subtitles أنا جاد، أنت تسير بسرعة أبطئ
    - Bekle, çok hızlı gidiyorsun. Open Subtitles - على عقد، أنت تسير بسرعة كبيرة.
    Şimdi buna hız kazandırmaya çalışabilir ve olduğundan daha hızlı ilerliyor izlenimi yaratabilir, en başta süper hızlı ilerletebiliriz. TED حسناً، بإمكانك أن تبدأ بمحاولة تحسينها وتجعلها تظهر على أنها تتحرك بسرعة أكبر مما هي عليه، اجعلها تسير بسرعة في البداية، كسرعة الانفجار
    Matty, sanırım işler fazla hızlı ilerliyor. Open Subtitles "ماتي" أعتقد أن الأمور تسير بسرعة
    Bir arabanın içindeyken ve araba saatte 105 kilometre hızla giderken bir şey anlamazsın. Open Subtitles المشكلة أنك حين تكون في سيارة وهي تسير بسرعة 65 ميلا في الساعة فلن تشعر بذلك
    Tanrım, çok hızlı yürüyorsun. Open Subtitles يا إلهي، أنك تسير بسرعة
    Nasıl oluyor da arabadan hızlı gidebilirken araba kullanmaya katlanıyor? Open Subtitles كيف يتحمل البقاء في سيارة وهي تسير بسرعة أقل منه بكثير ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more