Uçarken bunu seviyorum, daha şey hissettiriyor... - Denetimde gibi? | Open Subtitles | لدي تلك الامور عن الطيران التي تشعرني بالتحكم |
Boxer seviyorum çünkü insana kendini 14 yaşında bir oğlan çocuğu gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | أحب البوكسر لأنها تشعرني بفتى مراهق في الرابعة عشرة |
Marshall, seni seviyorum çünkü komiksin ve bana sevgiyi hissettiriyorsun ve beni güvende hissetiriyorsun yıldönümümüzde bana üzerinde "Lily ve Marshall. '96'dan beri beraberler." yazan bir tişört verdin. | Open Subtitles | مارشال، أَحبك لأنك مضحك وأنت تشعرني بالمحبة وتشعرني بالأمان |
Bir zamanlar sahip olduğu cazibe... artık Midemi bulandırıyordu, gözyaşlarımı akıtıyordu. | Open Subtitles | و التي كان لها سحرها في يوم ما الآن تشعرني بالتقزز انها تستجلب الدموع من عيني |
Tamam, benim! Köstebeklikten hoşlanıyorum. Kendimi büyük hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | حسناً ، إنه أنا ، لا أستطيع مقاومة ذلك إنني أحب الوشاية ، فهي تشعرني بأنني رفيع المقام |
- Vermeyeceğim çünkü sen bir kuşbeyinlisin! - Ne kadar yalancısın, beni hasta ediyorsun! | Open Subtitles | سوف لن افعل يا خرقاء انت مجرد كاذب تشعرني بالغثيان |
Kendimi kötü hissettirmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | ماذا , ماذا تريد , هل تريد أن تشعرني بالسوء ؟ |
Risk ve tehlike seviyesi bana kendimi canlı hissettiriyor. | Open Subtitles | هذه الدرجة من الخطر والمخاطرة تشعرني بالحياة مجدداً |
Bu şeyler beni çok... yaşlı hissettiriyor. | Open Subtitles | تشعرني هذه الأمور بأنني لم أعد أجاري العصر |
Şapka giymek için tuhaf bir yol biliyorum ama rahat hissettiriyor. | Open Subtitles | أعرف إنها طريقة غريبة لارتداءقبعة و لكنها تشعرني بالراحة |
Beni neden bu kadar rahatsız hissettiriyorsun bilmiyorum Lance. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا تشعرني بعدم الإرتياح لانس. |
Neden beni her konuda suçlu hissettiriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تشعرني بأنني المذنبة دائماً حول كل شيء؟ |
Benimle buraya gelmeni istedim çünkü sen de ağabeyim gibi cesursun. Bazen kendimi güvende hissettiriyorsun ayrıca. | Open Subtitles | طلبت منك المجيء معي لأنّك جسور كأخي وأحيانًا تشعرني فعليًّا بالأمان. |
Midemi bulandırıyorsun. Seni görmeye katlanamıyorum! | Open Subtitles | إنك تشعرني بالغثيان, لا يمكنني أن أتحملك |
Bu antibiyotiklerin Midemi bulandırması gerekiyor mu? | Open Subtitles | أيفترضُ بالصادّات الحيويّةِ أن تشعرني بالغثيان؟ |
Yardım istediğim için kendimi suçlu hissetmemi sağlayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تشعرني بالذنب لطلبي المساعدة |
Eh elbette bir de o rengarenk rüyalar var, kendimi tamamen uyanık hissetmemi sağlayan, ta ki uyanıncaya kadar. | Open Subtitles | نعم و الأحلام التي تبدو حقيقية و التي تشعرني أنني مستيقظ حتى بالطبع أستيقظ |
O iğnelerin karnımı hasta ettiğini söyledim, o da bana anti asit verdi. | Open Subtitles | لقد أخبرتُهُ أنّ تلك الحقن تشعرني بالغثيان في معدتي |
Bunların hepsi beni hasta ediyor ve yapmak zorundayım. | Open Subtitles | تشعرني بالإعياء أنا ايضاً ولكن يمكنني فعلها |
Kötü hissettirmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تريد ان تشعرني بالسوء ؟ ؟ لا .. |
O laf da cidden canımı sıkıyor. | Open Subtitles | تلك كلمات.. تشعرني بالغثيان |
Beni kötü hissettirmeni kabul etmiyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أرفض أن تشعرني بالسوء |