Belki de bu kadar uzun ömürlü olması... hata düzeltici kodlar sayesindedir, | Open Subtitles | و رُبما أنَّ الفضل في اسستمراره لهذه المدة يعود لشفرات تصحيح الخطأ |
İnsan vücudundaki... hata düzeltici kodlar bizi güçlü ve sağlıklı kılar. | Open Subtitles | في الجسم البشري, تُمكننا شفرات تصحيح الخطأ على البقاء اصحاء و أقوياء |
hata düzeltici kodlar olmadan... hayatta kalma işlemi bozulmaya uğrayacaktır. | Open Subtitles | من دون شفرات تصحيح الخطأ .يتدهور سريعاً في نضالٍ من أجل النجاة |
Toplantının ortasıydı, o yüzden kimse onu düzeltmek istemedi. | Open Subtitles | كان ذلك خلال اجتماع لطاقم العمل و لم يستطع أحد تصحيح الخطأ |
Bunu düzeltmek istiyorum. Lütfen bunu yapmama izin ver. | Open Subtitles | أريد تصحيح الخطأ ، أرجوك دعني أصححه أخرجني م هذا |
Her zaman hata gidermeye çalışıp birbirleriyle konuşup alıştırma yapıyor ve böylece kendilerini daha insani yapmaya uğraşıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يحاولون تصحيح الخطأ دومًا، ليجعلوا أنفسهم أكثر بشريّة. عندما يتحدّثون مع بعضهم، إنّها وسيلةٌ للتدريب. |
Genetik hata düzelticiler milyarda bir... oranından daha az biçimde işlev görürler. | Open Subtitles | تُخفِّض شفرات تصحيح الخطأ نسبة إخفاق النسخ إلى أقل من واحد من المليار |
hata düzeltici kodlarla donatılmış... olanlar da eninde sonunda bozulacaktır. | Open Subtitles | و الآن المقاتل المجهَّز بشفرات تصحيح الخطأ .سيتدهور في الأخير أيضاً |
Yine de hata düzeltici kodlarda canlılığını... daha uzun süre sürdürecektir. | Open Subtitles | إلا أنَّ شفرات تصحيح الخطأ تعمل على الحفاظ على العنفوان لوقتٍ أطول بكثير |
hata düzeltici kodlar her bir biti doldurur. | Open Subtitles | تُملئ شفرات تصحيح الخطأ البِتات الساقطة |
Jim hata düzeltici kodları... atom altı parçacıklarla ilgili denklemleri... düzeltmeye çalışırken bulduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد (جيم) أنَّ شفرات تصحيح الخطأ .التي اكتشفها تعمل بنفس الطريقة للحفاظ على ثبات التفاعلات دون الذرية |
Tabiatta bulunan... hata düzeltici kodlar başlangıçta Jim'e yanlış göründü, ancak sonradan başka bir örnek buldu. | Open Subtitles | فكرة أنَّ الطبيعة قد تستخدم شفرات تصحيح الخطأ بدت خاطئة في البدء لِ (جيم) .لكنه سرعان ما عثرَ على مثال آخر |
Bir hatayı düzeltmek niyetindeyim Yenisini yapmak değil. Bu kadar boş konuşma yeter. | Open Subtitles | انا اعتزم تصحيح الخطأ ، و ليس صنع جديد ، الان كفي عن الهراء |
Ayrıca yaptığım yanlışı düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | علاوة على ذلك, أريد تصحيح الخطأ الذي قمت به |
Hayır,bir tanesini düzeltmek üzereyim. Sadece çok geç kalmamış olmayı umuyorum. | Open Subtitles | بل على وشك تصحيح الخطأ وأرجو أنّ الأوان لمْ يفت |
Dediğim gibi hata ayıklamanın en zor tarafı açığı düzeltmek değildir. | Open Subtitles | ،كما قلتُ أصعب شيء في تصحيح الأخطاء البرمجية هو ليس تصحيح الخطأ نفسه |
Her zaman hata gidermeye çalışıp birbirleriyle konuşup alıştırma yapıyor ve böylece kendilerini daha insani yapmaya uğraşıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يحاولون تصحيح الخطأ دومًا، ليجعلوا أنفسهم أكثر بشريّة. عندما يتحدّثون مع بعضهم، إنّها وسيلةٌ للتدريب. |
İşte bu hata düzelticiler... evrenin işleyişindeki hata düzelticilerinkiyle... benzer bir rol oynarlar. | Open Subtitles | و هذه محاكاة للدور الذي يُمكن أن تلعبه شفرات تصحيح الخطأ .في بنية شيء كالكون |