"تصر على" - Translation from Arabic to Turkish

    • ısrarcı
        
    • için ısrar
        
    • ısrar ediyorsun
        
    • ısrarla
        
    • ısrar ediyor
        
    • ısrarın
        
    • ısrarcısın
        
    • ısrar etti
        
    • ısrar ediyorsunuz
        
    • ısrar edeceksen
        
    Temyiz Mahkemesi Heyeti konuyla ilgisi olan tüm tanıklarla görüşmemizde ısrarcı. Open Subtitles هيئة القضاء العسكرية تصر على أن نستجوب جميع الشهود
    Her neyse, Simone sizinle film başlamadan konuşmak için ısrar etti. Open Subtitles على اي حال سيمون تصر على الحديث اليكم بنفسها قبل بدء تصوير الفيلم
    Önceden yapılmış hiçbir şeye benzemeyen, binalar inşa etmekte ısrar ediyorsun. Open Subtitles تصر على أن تصمم مبانى تبدو كما لم تبنى من قبل
    ve büyükannenin köylülerden ısrarla Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim. TED وكنت دائما ما أشعر أن الجدة كانت دائما ما تصر على طلب أن يعامل أهل القرية أون سوك بالاحترام نفسه الذي يعاملونها به.
    Evden işe gidip gelebilir, ama tek başına yaşamakta ısrar ediyor. Open Subtitles يمكنها أن تذهب للعمل من البيت ولكنها تصر على العيش بمفردها
    İş konusundaki ciddiyet ısrarın üzücü. Open Subtitles يا للأسف أنت دائماً تصر على أن لا تكف عن التحدث عن العمل
    Neden bizi ev arkadaşı olarak adlandırmakta ısrarcısın? Ve sinemada aramızda boş bir koltuk bırakmak da nereden çıktı? Open Subtitles لماذا تصر على تسميتنا رفقاء؟ وكيف تجعل بيننا كرسي فارغ عند السينما؟
    İzinli olduğunu söyledim ama çok ısrar etti. Open Subtitles لقد اخبرتها بانك ستكونين غير متواجدة لفترة من الوقت ولكنها بقيت تصر على ذلك
    Siz o kadar akıllı değilsiniz, efendim, eve dönmekte ısrar ediyorsunuz. Open Subtitles والأقل ذكاءً منك سيدي, أن تصر على العودة للمنزل.
    Yine de ahlâki, müzikal, insanlık ve uyum üzerine uygulamalar yapmakta ısrarcı mısın? Open Subtitles الان انت تصر على التمسك بالاخلاق الموسيقى الانسانية والإنسجام
    Hükümetim Teğmen'in uygun şeklide cezalandırlmasında ısrarcı. Open Subtitles وحكومتي تصر على أن الملازم يجب أن يُعاقبَ حتماً
    Normalde üç aylık bir kurs ama Bloom'lar bunu yedi kere alman konusunda ısrarcı. Open Subtitles بصورة نموذجية دورة دراسية مدتها ثلاثة أشهر لكن الشركة تصر على ان تدخلها سبع مرات
    Bu kız seninle konuşmak için ısrar ediyor. Open Subtitles لديّ تلك الفتاة التي لا تنفك تصر على التحدث إليكِ.
    Hızlı sürmeniz için ısrar etti diye hızlı sürmenize gerek yok. Open Subtitles وهذا لا يعني أن تستجيبوا لها ... عندما تصر على السرعة
    Petrol alanlarını geliştirmeye devam etmeden önce hükümetim tam ve adil bir Birleşmiş Milletler araştırması için ısrar edecek. Open Subtitles حكومتي سوف تصر على تحقيق كامل وعادل من قبل الأمم المتحدة قبل أن نستأنف تطوير حقول النفط
    Daima rütbelerini düşürürler. Niçin bir er kalmakta ısrar ediyorsun? Open Subtitles دائما ما ترفض الترقيات لماذا تصر على ان تبقى جنديا ؟
    Ayrıca, neden hep bu evi tek başına yaptığında ısrar ediyorsun? Open Subtitles بالإضافة إلى ، لماذا دائماً تصر على أنك بنيت هذا المنزل بمفردك ؟
    Peki neden kendi kuruluşunu, fonla beraber gözler önüne sermekte ısrar ediyorsun? Open Subtitles ولماذا تصر على تباهي جمعيتكم مع المؤسسه؟
    Üzerine gitmeye devam ediyorum ama kadın ısrarla masum olduğunu söylüyor. Open Subtitles إنني أتابع الضغط عليها لكنها تصر على براءتها
    Onun kadınım olmasını istiyorum, ama o ısrarla benim onun karısı olmamda ısrar ediyor. Open Subtitles هو يريدها أن تكون زوجة، لكنها تصر على أن تكون الزوج الذي يجعلني زوجته.
    Neyse, sadede geleyim. Annen bu teklifi kabul etmen konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles حسنا, وصلنا الى المهم والدتك تصر على قبولك للزواج منه
    Şimdi de Alex'le benim genel yayın yönetmenleri olmamız konusunda ısrar ediyor ve bu konuda kimse bir şey yapamaz. Open Subtitles منذ أن قرر أبي الهروب من الضرائب فسجل المود بإسمها والآن تصر على أن يكون أليكس هو المحرر
    Toplumda kendini rezil etmek için bu ısrarın neden Alex? Open Subtitles أليكس، لماذا تصر على إحراج نفسك في الأماكن العامة؟
    Karın değilim, tutsağınım. Ama madem beni esir tutmakta ısrarcısın o zaman bir anlaşma yapacağız. Open Subtitles أنا لستُ زوحتكِ، أنا رهينتك ولكن بما أنّكَ تصر على جعلي مسجونة
    Neden bu hikayede ısrar ediyorsunuz? Open Subtitles لماذا تصر على الحفاظ على هذة القصة؟
    Eğer bizi eski hatıralar ülkesine sürüklemekte ısrar edeceksen gerçek bir içki içeceğim. Open Subtitles إذا كنت تصر على يجرنا بانخفاض ذاكرة حارة، أنا على الحصول على شراب الحقيقي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more