dinleme yeteneklerim üzerine çalışıyorum fakat dinleyip de yargılamama bir sanattır. | TED | أعمل على الإصغاء بشكل أفضل، إنه فن أن تصغي بدون أن تحكم |
Beni dinlemiyorsun ki. Kalbin dinlemiyor. Aşk hem kör, hem sağır. | Open Subtitles | أنت لا تصغي, قلبك لا يصغي, الحب أصم و ايضا اعمى |
Banyodan çıkması gerekli. Sadece seni dinliyor. | Open Subtitles | يجب أن تخرج من الحمام إنها تصغي إليكِ أنتِ فقط |
Ama tüm açıklamayı dinlemeni istiyorum, böylece neden olduğunu anlayabilirsin. | Open Subtitles | لكن أريدكِ أن تصغي للتفسير كاملاً لتفهمي سببَ حدوث هذا. |
birşeye ulaşmak istiyorsan... kazanmak istiyorsan her zaman kalbini dinle. | Open Subtitles | اذا أردت ان تفوز عليك دائما ان تصغي الي قلبك |
Korktuğunu biliyorum, ama başka bir şansın olmayacak. Bu yüzden, kalbine bakman ve gerçek kalbini dinlemen gerekiyor. | Open Subtitles | يا عزيزتي أنا أعلم أنك خائفة و لكن هذه فرصتنا عليك أن تنظري في داخلك و أن تصغي إلى قلبك الحقيقي |
Bak, bildiklerimden, en önemli şey dinlemek. | Open Subtitles | على حد معرفتي، أكثر الأشياء أهيمة هو أن تصغي |
Beni hiçbir zaman dinlemedin. Beni çocukların önünde küçük düşürdün. | Open Subtitles | أنت لا تصغي لي أبداً تقلّل من شأني أمام الأطفال |
Onu dinleme, oğlum. Sadece seni kızdırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تصغي لها يا رجل إنها تحاول إغاظتك فحسب |
Onu dinleme. -Lola san benim... kutuma kadar eşlik edeyim. | Open Subtitles | لا تصغي إليه ..هيا يا لولا دعيني ارافقك الى |
Onu dinleme. | Open Subtitles | لا تصغي إليه ..هيا يا لولا دعيني ارافقك الى |
Ama sen her halükarda dinlemiyorsun, o yüzden ne fark eder? | Open Subtitles | لكنك لا تصغي إليهما بأي حال, لذا ما الفرق؟ |
Sana bunu söylemekten dilimde tüy bitti. Neden sözümü dinlemiyorsun? | Open Subtitles | لقد سئمت من تكرار ذلك على مسامعك لما لا تصغي إليّ ؟ |
Onu buradan çıkaramıyorum. Sizin sözünüzü dinliyor. Ben de düşündüm ki... | Open Subtitles | لا أستطيع إخراجها من هنا ...إنها تصغي إليك، لذا فكرت في |
Duvarlar çok ince. Ayrıca akrabaların bizi dinliyor. | Open Subtitles | هذه الجدران نحيلة جداً وبالإضافة ربما تصغي إلينا بيتي |
- Oğütlerimi her zaman dinlemeni beklemiyorum. | Open Subtitles | إيزابيل، وأنا لا أتوقع منك أن تصغي دائما نصيحتي. |
Şimdi yalnızca beni dinle. Ben harf desenli kokteyl peçeteleri sipariş ettim... | Open Subtitles | بل عليك أن تصغي إليّ لقد طلبت مناديل كوكتيل ذات الأسماء |
Senin duyabilmen için, onu dinlemen için korkularını abartıyordu. | Open Subtitles | إنها تبالغ في مخاوفها كي تسمعها كي تصغي لها |
Şu an NSA'in aynı konuşmanın kaydını dinlemiyor olması için sadece dua edebiliriz. | Open Subtitles | لا يسعنا إلا أن ندعو بألا تكون وكالة الأمن القوميّ تصغي إلى تسجيل لنفس هذه المحادثة الآن |
Aksi takdirde bir de seni dinlemek zorunda falan kalacaktı. Sen ne diyorsun. | Open Subtitles | معاذ الله أن تصغي لما ترغبي في قوله - حدّث ولا حرج - |
Benim için önemli olduğunu söylemiştim. Ama sen hiç dinlemedin. | Open Subtitles | قلت لك أن هذا مهم لي و لكنك لا تصغي أبداً |
Buna kulak vermen için kaç eşin olması gerekiyor peki? | Open Subtitles | إذا كم زوجة تحتاج منها لقول ذلك لكي تصغي ؟ |
"Güzel" isim ver. Lanet olsun. Daha iyi dinlemelisin. | Open Subtitles | أسم جيد ، اللعنة ، عليك أن تصغي بشكل أفضل |
Burada oturuyorsun, beni dinliyorsun ve tüm problemlerimi çözecekmis gibi davraniyorsun. | Open Subtitles | أنت جلس هنا, تصغي إليّ و تتظاهرُ بأنك ستحلُّ كل مشاكلي |
Teşekkür ederim, ona anlatmaya çalıştığım şey buydu ama o beni dinlemedi. | Open Subtitles | شكرا هذا ما احاول ان اخبرها اياه وهي لا تريد ان تصغي |
Açıkçası nefret ettim. Söylediğim tek kelimeyi dinlememişsin. | Open Subtitles | أشعر بالاشمئزاز لأصدقكَ القول، لم تكن تصغي لكلمة ممّا أقول |
- Onu dinlemeyin, bayım! Bunların hiçbiri doğru söylemez! | Open Subtitles | لا تصغي له يا سيدي ، لا يمكن الوثوق بهؤلاء الناس |