Pençe 1 den kontrole. PUSA hasar gördü ama normal programa geri döndü. | Open Subtitles | من ـ تالون 1 ـ إلى مركز القيادة لقد تضررت الطائرة الآلية ولكنها عادت للسيطرة |
EMP'im hasar gördü ve kullanımda değil. | Open Subtitles | وحدة النبض الكهرومغناطيسي قد تضررت و هى لا تعمل |
Farz edin ki Alzheimer'a yakalandınız ve bu sinapslerin dördü hasarlı ya da yok oldu. | TED | الآن تخيل أن لديك ألزهايمر، وأن ثلاثة من تلك التشابكات قد تضررت أو دمرت. |
Senin o sudan hasar görmüş eski plaklarının bazılarını dijitale aktarman için yaptım. | Open Subtitles | كنت أريد أن تستطيع ترقيم أسطواناتك القديمة التي تضررت. |
- Baskı makinem zarar görmüş... harf tahtam kullanılamaz halde. | Open Subtitles | تضررت طابعتي وليس بالإمكان إصلاح صينية أحرفي الصوتية |
Ruac kötü hasar aldı, şimdi de hepinizin hayatını riske attım. | Open Subtitles | وقد تضررت رواك بشدة، والآن لقد وضعت كل حياتك في خطر. |
Avustralya'nın birçok büyük şehri çok büyük zarar gördü. | Open Subtitles | نعم، معظم المدن الكبرى في أستراليا تضررت بشدة جدا، أيضا |
İmkansız. Bir güneş fırtınası sırasında tüm iletişim cihazları hasar gördü. | Open Subtitles | وأدوات الاتصال و تضررت من جراء أشعة الشمس. |
- Bu kulaklarına kalıcı olarak hasar verecek. - Kulaklarım zaten hasar gördü. | Open Subtitles | ممكن ان يضر هذا باذنيك اذني تضررت من قبل. |
Artık bize bir tehdit değiller ama gemi hasar gördü. | Open Subtitles | هم لم يعودوا يهددونا لكن السفينة تضررت |
İki tank yok edildi, biri hasarlı, savaş dışı. | Open Subtitles | دُمرت دبابتان و تضررت دبابتان و خرجن من المعركة |
Her iki oksijen tankı da hasarlı mı bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعلم اذا كان اثنان من خزانات الاكسجين قد تضررت |
Arabanın göstergelerinin neresinin hasarlı olduğunu tam olarak söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيعي أن توصفي ليه كيف تضررت لوحة أجهزة القياس ؟ |
Evler hasar görmüş olabilir, ama çoğu hâlâ ayakta duruyor. Sarsıntıya dayanacak şekilde yapıldılar. | Open Subtitles | ربما تضررت بعض المنازل ، لكن هناك الكثير منها لازال صامداً ، لقد بُنيت لتصمد أمام الزلازل |
Ne yazık ki geminin Dünya'ya seyahati sırasında dosyalar ağır hasar görmüş. | Open Subtitles | للأسف، الملفات قد تضررت بشدة أثناء رحلة السفينة إلى الأرض |
Silahlar arızalanmış, Daha önceden hasar görmüş. | Open Subtitles | الرشاش تعطل لقد تضررت في وقت سابق |
Her halükarda dış koruma kalkanı zarar görmüş olabilir. | Open Subtitles | على أية حال، ربما تكون القشرة الخارجية تضررت |
zarar görmüş olması da mümkün hiç patlamayabilir de. | Open Subtitles | نعم رغم انه من المحتمل أنها تضررت وأنها لن تنفجر على الإطلاق |
Bu yazma, ne yazık ki çok kötü bir biçimde zarar görmüş. Çünkü yüzyıllar boyu, kilisedeki yemin seramonileri esnasında kullanılmış ve elle tutulmuş. | TED | للأسف، فإن هذه المخطوطة قد تضررت إلى أبعد حد، وقد ألحقت بها تلك الأضرارلأنها ولقرون تم استخدامها و لمسها أثناء أداء القسم في احتفالات الكنيسة. |
Gemi hasar aldı. Ateşi kesti. | Open Subtitles | لقد تضررت السفينة، وتوقفت عن إطلاق النار. |
2 Mayısta, Amerikan 2 nadide savaş gemimizi de içeren geçici denizci gücü, Japonları Coral Sea dolaylarında kıstırdı, bir Amerikan uçak gemisi battı, bir diğeri hasar aldı. | Open Subtitles | في مايو قامت قطعتان بحريتان أمريكيتان بما فيها إثنتين من حاملات الطائرات الأمريكية الثمينة قد إشتبكت مع قوة يابانية في بحر الكوريل تم إغراق إحدى الحاملات الأمريكية و الآخرى تضررت |
Telsiz, düşüş esnasında zarar gördü. | Open Subtitles | لقد تضررت وحدة الأذن بسبب الهبوط |