"تضغط على" - Translation from Arabic to Turkish

    • baskı
        
    • basma
        
    • zorluyorsun
        
    • zorlama
        
    • basmak
        
    • sıkıyor
        
    • tıklaman
        
    • bastığınızda
        
    Kanamadan iki buçuk hafta sonra, cerrahlar müdahale edip beynimdeki konuşma merkezlerine baskı yapan golf topu büyüklüğünde bir pıhtı çıkardılar. TED بعد أسبوعين ونصف من النزيف تدخل الجراحون وأزالوا جلطة دموية بحجم كرة الجولف والتي كانت تضغط على مراكز اللغة عندي
    Bu küçücük kemik beyine baskı yapıyor. Open Subtitles هذه الشظية الصغيرة من العظم تضغط على المخ
    Kurallara aykırı olduğunu biliyorum ama 14. kurşun yaya baskı yapıyor ve silah sıkışabiliyor. Open Subtitles لا أقوم بملء المشط أعلم أن هذا مخالف للأنظمة، ولكن الرصاصة الرابعة عشر قد تضغط على النابض مسبباً تعطل المسدس
    Hayır, evlat. Hayır! O düğmeye basma! Open Subtitles لا،لا,لا يا بني لا،لا,لا تضغط على هذا الزر
    Gaza basma, belki boğulmuştur. Open Subtitles حسنا,لا تضغط على الدواسة فربما تضيع الوقود
    Sen beni şahsi sebeplerden dolayı, yasal olmayan işlere zorluyorsun. Open Subtitles انت تضغط على لاتخاذ اجراء خاطئ من اجل اسباب شخصيه
    Ama kendini zorlama. İçimde güzel haberler geleceğine dair bir his var. Open Subtitles ولكن لا تضغط على نفسك، لديّ شعور بأنك حصلت على درجات رائعة والأخبار الجيدة آتية.
    Zamanı geldiğinde, düğmeye basmak zorundasın. Open Subtitles عندما يحين الوقت، لابد أن تضغط على هذا الزر
    Ayakkabının altında çivi de olsa ya da kıçını sıkıyor olsan bile bunları yemem. Open Subtitles لذا فانا أعلم كل الخدع .. إما لديك مسمار فى حذائك أو أنك تضغط على مؤخرتك
    Şuraya tıklaman gerekiyor ve böylece boya fırçasını alıyorsun. Open Subtitles -يجب عليك أن تضغط على ذلك الرجل هناك وهذا هو مكان فرشاة الرسم.
    Aslında, bu akşam buraya, ülkemizin baskı altında bulunduğu gerçek meseleleri konuşmak için gelmiştim. Open Subtitles لقد أتيت هنا لأناقش المشاكل الحقيقية التى تضغط على دولتنا
    Annemin bana baskı yapmasına izin vermem büyük bir hataydı. Open Subtitles حسنا ،ذلك كان خطأ كبيرا تركت أمى تضغط على
    diyaframın altındaki organlar göğüs boşluğuna baskı yapıyor, nefes almakta zorluk çekiyor. Open Subtitles الأعضاء التي تحت الحجاب الحاجز تضغط على التجويف الصدري, وهو يواجة صعوبة في التنفس
    Yaraya baskı yapmalısın. Yardıma ihtiyacım var. Open Subtitles يجب أن تضغط على الجرح، احتاج لمساعدتك، تعال.
    Tümör omuriliğe baskı yapıyor ve beynine kan akışını engelliyor. Open Subtitles و هذا الاورام تضغط على حبلها الشوكي و هذه بتداخلها مع الدم يجعلها تتدفق الى الدماغ
    Hermes, sakın o düğmeye basma! Open Subtitles لا تضغط على ذلك الزر يا هيرميز
    O düğmeye basma. - Şimdi olduğumuz yerde kalalım. Open Subtitles - لا تضغط على هذا الزر ـ لنعد إلى هناك الآن
    Adamlarını çok zorluyorsun. Ne de olsa arama kurtarma. Hep zorlarım efendim. Open Subtitles العميل أنتوني دينوزو ، أنت تضغط على الرجال ، بالنسـبة لمهمة إنقـاذ وبحـث
    - Fazla zorluyorsun. - Anlıyorum. Open Subtitles ـ أنت تضغط على نفسك ـ أفهم هذا
    Tamam, kendini çok zorlama, zorlama, zorlama, Open Subtitles لا تضغط على نفسك كثيراً، لا تضغط، لا تضغط
    ve bu devam edecek, denek olarak göreviniz değişikliği farkettiğinizde düğmeye basmak. TED هو أن تضغط على الإزرار عندما ترى التغيير إذا , تظهر الصورة الأساسية لمدة 240 ميللي ثانية .
    Orda bir kadın, keçinin memelerini sıkıyor. Open Subtitles هناك السيدة الجميلة تضغط على ثديي العنزة
    Şuraya tıklaman gerekiyor, ve böylece boya fırçasını alıyorsun. Open Subtitles -يجب عليك أن تضغط على ذلك الرجل هناك وهذا هو مكان فرشاة الرسم.
    Bu yüzden farklı bir şey yaratmak istedim, sürecin deklanşöre bastığınızda başladığı bir şey. TED لذا أردت ابتكار ما هو مختلف يتم ببدء العملية حين تضغط على الزر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more