"تعذيباً" - Translation from Arabic to Turkish

    • işkence
        
    • eziyet
        
    • işkenceydi
        
    Ne kadar güç olursa olsun, onun için bu bir işkence olmalı. Open Subtitles بالرغم من أنَّه قاسيُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ تعذيباً
    Ve bunun kasıtlı olduğundan şüphelendiysen benim için bu işkence olurdu. Open Subtitles وهذا سَيَكُونُ تعذيباً لي إذا شَككتَ بأنّه كَان فعلاَ متعمّدَا
    Evet. Başka birine yapsaydık bu işkence olurdu. Open Subtitles نعم، إذا فعلنا هذا لٕانسان عادي يكون تعذيباً
    Sürekli evlilik hakkında konuşmam sana eziyet olmalı. Open Subtitles هذا يَجِب أَن يَكُون تعذيباً لَك التحدث عن زفافي
    Bu bir işkenceydi. Klaus bunu aldı. Open Subtitles كان ذلك تعذيباً عظيماً، ولقد خلّصني (كلاوس) من ذلك.
    İster öldürmek olsun, ister işkence etmek, hayatta yaptığın her seçim aslında özgür seçimin değildi. Open Subtitles كلّ قرار اتخذتَه في حياتكَ سواء كان قتلاً أم تعذيباً لم يكن خياراً على الإطلاق
    Açık konuşmak gerekirse, yaptığımız şeyin doğru olup olmması benim için fark etmez ama burada işkence görmüş ruhlar gördüm, inanın bana. Open Subtitles سأكون صريحاً معكِ، لقد حذرت نفسي من الأفعال الخاطئة ورأيت تعذيباً روحياً بشعاً هنا
    Açık konuşmak gerekirse, yaptığımız şeyin doğru olup olmması benim için fark etmez ama burada işkence görmüş ruhlar gördüm, inanın bana. Open Subtitles سأكون صريحاً معكِ، لقد حذرت نفسي من الأفعال الخاطئة ورأيت تعذيباً روحياً بشعاً هنا
    Bak, bunun bir işkence olması gerekmiyor. Open Subtitles اسمع , يفترض أن لايكون هذا تعذيباً
    Başaramazsam: bu işkence yapmamış olurum. Open Subtitles :إن لم أنجح فإن هذا ليس تعذيباً
    Ben buna işkence demezdim! Open Subtitles لا يمكنني أن أسمّي هذا تعذيباً!
    İkincisi tamamıyla işkence olacaktır. Open Subtitles غداء آخر سيكون تعذيباً.
    Ona ve ailesine işkence ediyor olacaksın. Open Subtitles سيكون تعذيباً له و لعائلته
    Ona ve ailesine işkence ediyor olacaksın. Open Subtitles سيكون تعذيباً له و لعائلته
    Buna sorgulama değil, işkence denir. Open Subtitles هذا ليس تحقيقاً، بل تعذيباً
    Bunu o zamanlar bir işkence olarak düşünmemiştim. Open Subtitles لم أعتبر الأمر تعذيباً آنذاك.
    Çanta neden şimdi bırakıldı ki? Larsenlar'a işkence yapmaktan başka ne işe yarayacak? Open Subtitles لمَ رُميت الحقيبة الآن، إلّا إذا كان تعذيباً لآل (لارسن)؟
    Ve bu tam bir işkence olurdu. Open Subtitles وذلك يمكن أن يكون تعذيباً
    En çok eziyet çeken ruhların bulunduğu bir ızdırap zindanı. Open Subtitles زنزانة معاناةٍ لأشدّ الأرواح تعذيباً
    Artık kapa çeneni. Beden dersi yeterince eziyet doluydu zaten. Open Subtitles لقد اغلق النادي كان تعذيباً كافياً
    Bu sana işkenceydi. Open Subtitles كان تعذيباً بالنسبة لكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more