İşkence yapmış olmak gibi. Ama burada anlamı öyle değil. | Open Subtitles | كما لو كان تعرض للتعذيب و لكنه ليس المعنى الصحيح |
İşkence görmüş, kalbine yakın mesafeden ateş edilmiş, kafatası baltayla yarılmış. | Open Subtitles | وقد تعرض للتعذيب , وأطلاق نار من مسافة قريبة في القلب, وجمجمته مفتوحة قسمين بفأس |
O kadar kötü işkence görmüştü ki, hala nasıl nefes aldığına şaşırmıştım. | Open Subtitles | كان قد تعرض للتعذيب بشكل بشع لم أصدق معه بأنه لا يزال يتنفس |
Polise göre, ölmeden önce işkence görmüş. | Open Subtitles | ووفقا للشرطة لقد تعرض للتعذيب قبل ان يقتل |
Dışişleri Bakanlığı raporuna göre işkence edilmiş. | Open Subtitles | تقرير وزاره الخارجيه قال أنه قد تعرض للتعذيب. |
Ama öldürülmeden önce işkence edilmiş. | Open Subtitles | و لكنه تعرض للتعذيب قبل أن يقتل |
Fikrimi soruyorsanız doktorun öldürülmeden önce işkence gördüğünü söylerim. | Open Subtitles | لو أن هذه الفرضية ، سنقول أن الدكتور تعرض للتعذيب قبل قتله |
Üç kadını ateşe veriyor ama önce onlara işkence etmiş. | Open Subtitles | ثبت هو ثلاث نساء في النار، لكنه تعرض للتعذيب لهم أولا. |
Bu yeni ölen adam, arkadaşın onun da işkence gördüğünü söyledi doğru mu? | Open Subtitles | الجثة الجديدة قال صديقك أنه تعرض للتعذيب أيضا صحيح؟ |
Daha önce birisine işkence yaptın mı? | Open Subtitles | هل تعرض للتعذيب من أي وقت مضى أي شخص من قبل؟ |
Valentine'nin bedeninde işkence görürken, o ızdırap rünü, en kötü anılarımı tekrar yaşamama sebep oldu. | Open Subtitles | عندما تعرض للتعذيب في جسد الحب، أن رون العذاب جعلني تخفيف أسوأ ذاكرتي. |
Bu adam önce işkence görmüş. | Open Subtitles | هذا الرجل تعرض للتعذيب قبل قتله. |
- Bu zavallı çocuk işkence görmüş. | Open Subtitles | الفتى المسكين تعرض للتعذيب |
Bu adam işkence görmüş. | Open Subtitles | هاذا الرجل تعرض للتعذيب |
Ona işkence edilmiş. | Open Subtitles | لقد تعرض للتعذيب |
Görünüşe göre hedefe işkence edilmiş. | Open Subtitles | يبدو بأن الهدف تعرض للتعذيب |
Bir denizciye işkence edilmiş. | Open Subtitles | جندي بحرية تعرض للتعذيب يا (توباياس). |