"تعشق" - Translation from Arabic to Turkish

    • seviyor
        
    • aşık
        
    • bayılıyor
        
    • bayılır
        
    • seviyorsun
        
    • aşıksın
        
    • bayılırsın
        
    • sevdiğini
        
    • tapar
        
    • hayrandı
        
    • hayrandır
        
    Bronzlaşmayı seviyor, bana göre değil. Open Subtitles إنها تعشق الحصول على الاسمرار, لكن ذلك ليس من اهتماماتي.
    Birisi bir erkeğe aşık olabilir yine de onun her şeyinden nefret edebilir. Open Subtitles يمكن للمرأة أن تعشق رجلاً و تمقت في الوقت عينه كل شيء فيه.
    Sen benim koşmamı istemiyorsun ama o bayılıyor. Open Subtitles , أنتِ لا تُحبين مُمراستى للجرى . لكن هى تعشق ذلك . أنظرى إلى هذا
    Marguerite eski evlere bayılır. Orada yaşamak için sabırsızlanıyor. Open Subtitles أنها تعشق المنازل القديمة وتتوق للعيش فيه
    Buradan hemen git. Çünkü belli ki sen, özgürlüğü seviyorsun." Open Subtitles "أريدك أن تخرج من هنا حالاً لأنّ بوسعي معرفة أنّك رجل تعشق الحرّية"
    Onun kız kardeşine aşıksın. Bunu planlayarak yapmadın. Open Subtitles أنت تعشق أختها أنت لم تفعل ذلك عمداً
    Annemden ne kadar nefret ediyor olsan da ikimiz de biliyoruz ki paraya bayılırsın. Open Subtitles كلانا نعلم أنّ ؛ بقدر ما كرهت أمّي فأنتَ تعشق الثروة.
    Kızınız grupça takılmayı seviyor gibi, yani tanıdık biri olmadıkça biriyle birlikte gitmezdi. Open Subtitles ابنتك يبدو انها تعشق التسكع في مجموعات لذا يستحيل ان تهرب مع احد ان لم تكن تعرفه
    "Erkek arkadasindan hoslaniyor olabilir ama kocasini seviyor" dedi. Open Subtitles لقد قال .. هي ربما تُحب اصدقائها الحميميين لكنها تعشق زوجها
    O parayi seviyor ve ben zenginim, yeniden dene. Open Subtitles إنها تعشق المال وأنا ثريّ فأعيدي التفكير
    Marion'a Pierre gibi delicesine aşık olmaman beni şok etti. Open Subtitles أنا مصدومة أنك لا تعشق ماريون بجنون .مثل بيير إنه لا يشكك في ذلك
    O kadar kolay aşık oluyorsun ki, karıştırmam çok doğal. Open Subtitles تبدو وكأنك تعشق بكل سهولة لذا من الطبيعي أن أكون مشوشة
    Kuzenim bir kilise okulunda öğretmen ve anala bayılıyor. Open Subtitles قريبتي تعمل كمدرسة في مدرسة دينية وهي تعشق الجنس الشرجي.
    Çünkü bu şehir ünvan vermeye her şeyden çok bayılıyor. Open Subtitles هذا فقط لأن هذه البلدة تعشق منح الألقاب
    bayılır öyle şeylere. Open Subtitles أضف لذلك, مادية للغاية إنها تعشق أغراضها
    Gazeteler, bu tür skandallara bayılır. Open Subtitles الصحف تعشق هذا النوع من الفضائح
    Sacha,demek sarışın seviyorsun. Open Subtitles ساجا انت تعشق البولنديين
    Kız arkadaşın olmasını seviyorsun ama illa senin istediğin gibi olacak. Open Subtitles تعشق الحضي بحبيبة، لكن بشروطك
    Aşka aşıksın. Open Subtitles إنّك تعشق الحب.
    Adamım, buraya bayılırsın. Open Subtitles يارجل سوف تعشق المكان هنا.
    Yönetmenlik işini sevdiğini biliyorum tiyatroyu da sevdiğini biliyorum ama bence artık televizyona dönmenin vakti geldi. Open Subtitles أنك تعشق المسرح، لكن أعتقد أن الوقت قد حان للعودة للتلفزة
    Emma babasına tapar. Open Subtitles ايما تعشق والدها
    Robert Burns'ün dizelerine çok hayrandı, ki bu dizeler İskoçca söylendiğinde daima daha güzel olurlar. Open Subtitles كانت تعشق أشعار روبرت بيرنز التي تبدو أجمل بالأسكتلندية
    Çok hevesli bir hayrandır. Open Subtitles إنها تعشق الموسيقى بشغف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more