Köpekler eğitmenlerini ısırır ama sanırım bana sorduğun bu değil. | Open Subtitles | لا يمكن للكلاب أن تعض مدربيها، لكن لا أظن هذا ما كنت تسألني عنه. |
Seni besleyen eli ısırma. Bu senin kullandığın bir strateji değil miydi? | Open Subtitles | لا تعض اليد التي أطعمتك، هذا هو موضع المثل المثالي، أليس كذلك؟ |
Anlamıyorum ama. Neden ısırıyor ki? | Open Subtitles | حسنًا ، أنا لا أفهم ، لماذا تعض ؟ |
Şimdi sivrisinek biyolojisinin bu projede bize gerçekten yardımı dokunacak iki özelliği var, bunlardan ilki şu, erkekler ısırmaz. | TED | هناك ملمحان في علم الأحياء الخاص بهذه البعوضة يقومان بمساعدتنا حقًا في هذا المشروع، وهما: أولًا، الذكور لا تعض. |
Günümüzde baş parmak ısırmak büyük bir mesele olmayabilir fakat Sampson bunu bir hakaret olarak kullanıyor. | TED | أن تعض إبهامك قد لا يعني شيئًا في زمننا. و لكن سمسون يقول هذا كشتيمة لهما. |
Yan taraflarını tekrar tekrar, kanayana dek ısıran atlar var. | TED | هناك بعض الخيول التي تعض خاصرتها باستمرار إلى أن ينزف منها الدم. |
Lorca yine aynı şiirde şunu demiş... iguana düş görmeyenleri ısırır. | Open Subtitles | لوركافينفستلك القصيدةقال... بأن الإغوانا سوف تعض كل من لا يحلم |
Babunlar ısırır. | Open Subtitles | قرود البابون تعض.. |
Bunlar ısırır. | Open Subtitles | تلك الكلاب تقدر أن تعض |
Ellerinizi kendinize saklayın aşağıda tutun, eğer içinizden biri çığlık atma, tükürme ya da ısırma ihtiyacı duyarsa, karşılığını alır. | Open Subtitles | ,ابقوا أصواتكم منخفضة و إذا شعر أي منكم أنه محتاج لأن يصرخ تبصق أو تعض تحصل على العقاب |
Vurma; ısırma; küfretme. | TED | لا تضرب ، لا تعض ، لا تقسم كذباً |
Ben herkesin amcasıyım. Ondan uzak durun, ısırıyor! | Open Subtitles | أنا عم الجميع فقط ابتعد عنها، انها تعض |
Köpeğin küçücük fakat ısırıyor. | Open Subtitles | كلبتك صغيرة جدًا , ولكنّها تعض |
Korkmayın çocuklar. Kedicik ısırmaz. Şu an karnı tok. | Open Subtitles | لا تقلقوا يا أولاد, فالقطة لا تعض, ليس الآن و قد تم إطعامها |
Dişleri, bıçak gibi inceydi. Kemiği kolayca ısırmak için çok zayıftı. | Open Subtitles | ،أسنانها كانت رفيعة كالسكاكين و ضعيفة جداً لكي تعض بسهولة خلال العظام |
Güvercin kafası ısıran kız bir öğrencimizi kafasından kıstırdı. | Open Subtitles | الفتاة الى كانت تعض رؤوس الحمام قد عضت طالب من رأسه |
Hepsinden bir ısırık alıp bırakırsın. | Open Subtitles | تعض كل واحدة، ثم تعيدها وهذا يقودني للجنون |
Dilini ısırıp koparmamak için bu tahta kaşığı ısırsan iyi olur. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل أن تعض هذهِ الملعقة الخشبية لتتفادى عضات لسانك |
Bu dişi vampirlerden birisi bir erkeği ısırabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لأحدى مصاصات الدماء أن تعض شاباً حقاً؟ |
"Kızım kardeşini ısırdığında ağzına biber sürdüm. | Open Subtitles | عندما تعض ابنتي أخاها أضع كمية من الفلفل في فمها |
İyi miydi yoksa kocaman eşeğinkileri andıran dişleriyle dudakları ısırdı mı? | Open Subtitles | هل كان جيداً، أو كانت أسنان الحمار العملاقة خاصته تعض شفتيك؟ |
Harika görünüyorsun, göl büyük ve balıklar oltaya geliyorlar. | Open Subtitles | تبدين رائعة , البركة كبيرة والاسماك تعض |
Çok mantıklı bir icat, çünkü birçok araba kazasında insanlar dillerini ısırırlar, hatta bazen koparırlar. | Open Subtitles | هذا ماهر للغاية لأنك في كثير من حوادث السيارات الناس تعض ألسنتهم بعض الأحيان |
Aynı insan gibisin. Seni besleyen eli ısırıyorsun. | Open Subtitles | . أنتِ تقريباً إنسان في ذلك التصرف تعض اليد التي تطعمكِ |
İster ısırsın, ister tırmalasın ya da başka bir şey biz onu gelinimiz olarak almaya karar verdik. | Open Subtitles | سواء كانت تعض أو تخربش أو تفعل أي شئ آخر قد قررنا أنها سوف تكون زوجة ابننا |