Komşularına havadan sudan konuşma fırsatı veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تعطين جيرنك شيئاً ليتحدثوا حوله فضلاً عن الطقس |
Bu kadar güçlü değiliz. Bize çok fazla kredi veriyorsun. | Open Subtitles | نحن لسنا أقوياء جداً أنت تعطين الأمر اهتماماً أكثر من اللازم |
Sen hiçbir şeyini vermezsin. | Open Subtitles | أنا لا أصدق هذا أنت لا تعطين أي شئ أبداً |
Neden bana vermiyorsun? | Open Subtitles | سوف اعطيك اياها لماذا لا تعطين اياها لي؟ |
El Llorón'a emirleri veriyordun. | Open Subtitles | وأنتِ تعطين الأوامر لـ ال ليرون. |
Karısına yok yere ümit vermenizden endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا اقلق من أنكِ تعطين زوجته املاً كاذباً |
Ne, şimdi de kaçaklar hakkında tavsiye mi veriyorsun? | Open Subtitles | ماذا ، هل تعطين نصائح للهاربين الآن أيضاً ؟ |
İlaçlarını aşağıda tutsak olan kadınlara veriyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتِ تعطين أدويتكِ للنساء اللواتي كنّ محبوسات في الأسفل |
Babamın eşyalarını, tamamen yabancı birine veriyorsun, ama saçmalayan benim, öyle mi? | Open Subtitles | أنتِ تعطين أغراض أبي لشخص غريب وأنا أتصرف بغير عقلانية؟ |
Sen şimdi burada, adamlarına, onu yakalamaları için biraz daha zaman veriyorsun. | Open Subtitles | أنتى هنا الأن تعطين رجالك المزيد من الوقت للامساك به |
- Bu insanlara umut veriyorsun anne. | Open Subtitles | أنا بحاجة أن أكون قائدة أنتِ تعطين أملًا للناس يا أُماه |
Zamanlarından önce ölenlere ikinci bir şans veriyorsun... | Open Subtitles | أنتِ تعطين فرصة أخري للذين يموتون قبل موعدهم... |
Kadınlara para, takı ve diğer şeyleri onları sevdiğin için vermezsin ki. | Open Subtitles | لا تعطين المال والمجوهرات وكل هذا الهراء للنساء لأنك تحبّينهم |
Hiç emir vermezsin zaten. | Open Subtitles | بالطبع لا . أنت لا تعطين الأوامر أبداً |
- Hiç. - Sen hiçbir şeyi bedava vermezsin. | Open Subtitles | أنت لا تعطين اي شيء مجاناً |
Hiç farkettin mi, bir adama hiçbir zaman ikinci bir şans vermiyorsun. | Open Subtitles | هل لاحظتِ أنكِ لا تعطين الشباب فرصة ثانية أبدا ؟ |
Neden yemeğe bir tepki vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تعطين اي ردة فعل لطعامي؟ |
- Fikirlerime değer vermiyorsun. | Open Subtitles | - انني احترمك جدّاً - لا تعطين رأيي اي قيمة |
Grant'e pay mı veriyordun? | Open Subtitles | كنتِ تعطين قرانت حصة؟ |
Em, zaten Zoe'ye numaranı veriyordun. | Open Subtitles | (لقد كنتِ فعلاً تعطين (زوي رقمك |
Karısına yok yere ümit vermenizden endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا اقلق من أنكِ تعطين زوجته املاً كاذباً |