| Evet, benim için uygundur. En iyisi adresinizi bana veriniz | Open Subtitles | أجل، لا بأس بذلك معي من الأفضل أن تعطيني عنوانكِ |
| Bu yüzden, lütfen, karşıma geçip vicdan saçmalığından bahsetme bana, olur mu? | Open Subtitles | لذا، أرجوكِ، لا تعطيني من هذه أمور تأنيب الضمير أو ما شابه؟ |
| Kaderim şansımı beklememe izin vermedi, şansım da bana yeteri kadar kader vermedi. | Open Subtitles | ايماني لم يسمح لي بالانتظار لحلول فرصة و الفرصة لم تعطيني ايماناً كافياً |
| bana en dürüst versiyonunu verir, ben de biraz süsleyerek onlara aktarırım. | Open Subtitles | عندما تعطيني ذلك الرأي الصريح القاسي, أذهب وأذوقهم من لاذاعة هذا الرأي. |
| Önce bana bu güzel yüzüğü veriyorsun, ama sonra ben onu ortalıkta takamıyorum. | Open Subtitles | في البداية تعطيني هذا الخاتم الجميل، و الآن لا يمكنني ارتداؤه علي الملأ |
| Onu bana teslim etseniz iyi olur, yoksa Bayan Rossi'yi arayacağım. | Open Subtitles | أجل بل حريّ بك أن تعطيني إياه وإلا سأتصل بالسيدة روسي |
| Ama benim manikürümü, saç bakımımı, ev giderlerimi araba kiramı... ..ve bana yeni bir araba almayı karşılayacak kadar yeterli değilsin? | Open Subtitles | ولست رجل كفاية لتعتني بما تقذفة و تعطيني النقود و تصفف شعري و تدفع اجاري و تشتري لي سيارة جديدة ؟ |
| bana istediğiniz her şeyi verin, New York'ta tamamını 5 dakika içinde satarım. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنه سيريك قريباً في نيويورك يمكنني بيع كل شيء تعطيني ؟ |
| bana o kolayı verme O artık modası geçmiş bir kola | Open Subtitles | لا تعطيني تلك الصو صودا تلك الكولا القديمة نفسها اريد الذهاب |
| Ama elimdeki ve ona karşılık bana ne vereceğin önemli. | Open Subtitles | لكن من لدي وماذا سوف تعطيني من أجلها هو المهم |
| Selam, 9 yaşındayım ve hiçbir şey yapamam. bana bir iş verir misin? | Open Subtitles | مرحبا، أنا عمري تسعة ولا أستطيع فعل شيء هل يمكنك أن تعطيني عمل؟ |
| Şimdi bana para veriyorsun ve buna mecbur olmadığımı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | و الآن تعطيني أموالاً و تقول أنه لا يجب عليَّ ذلك؟ |
| bana birşeyler vermek istiyorsan, ...ver ama neden bunu bir adaya yüklüyorsun? | Open Subtitles | اسمع انا بخير تريد ان تعطيني شيئاً اعطني شيئاً,لكن لما تتظاهر بالمرشح؟ |
| Pekâla seni otelimden atmamam için neden bana bir sebep vermiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تعطيني مبررا واحدا يمنعني من ركلك خارج المكان ؟ |
| Cebimde haplar var. Seni, onlardan birini bana vermen için ikna edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لدي علبة أقراص في جيبي لا أعتقد ان بإمكاني إقناعك ان تعطيني قرصاً |
| Bir saattir buradayım ve bana işime yarayabilecek hiçbir şey vermedin. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعة وأنت لم تعطيني شيئًا واحدًا بوسعي إستخدامه |
| Sonra, çok uzak olmayan bir gün, bana haber verirsin nereye istersen oraya gelirim. | Open Subtitles | وبعد ذلك في وقت ما ليس طويل جدا. تعطيني خبراً، وأنا سأتيك. حيثما تريدني، ولن يجدوك أبدا. |
| Hazır bahsetmişken, benim şu yirmi binliği, nakit olarak verebilir misiniz acaba? | Open Subtitles | وبالحديث عن ذلك، هل تعتقد يمكنك أن تعطيني الـ 20 ألف نقداً؟ |
| Dinle, parayi bana vermelisin. Seni baska türlü koruyamam. | Open Subtitles | يجب أن تعطيني المال ليس لدي سبب آخر لأحميك |
| - beni merak ediyorsan, bana bir şey vereceksin. | Open Subtitles | ، أنت تشعر بالفضول تجاهي أو أنك تريد أن تعطيني محاضرة |
| Burayı yönetmeye başlar başlamaz maaşıma zaman yapmaya söz verirsen, olur. | Open Subtitles | فقط إذا وعدتني أن تعطيني علاوة عندما تصبح مدير هذا المكان |
| Buraya gelmeni, bana sarılmanı ve bana mendil vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لم لا تأتي و تكون معي و تعطيني بعض المناديل |
| İki dolar daha verebilirsin. Canımı sıktığın için. | Open Subtitles | يمكنك أن تعطيني دولاران إضافيان لأنك جعلتني متوترا |
| Ne diyeceğim, adın her neyse beni canlarımla konuşmam için yalnız bırakır mısın? | Open Subtitles | أقول , أياً كان اسمك ,لم لا تعطيني ثانية لوحدي مع أعزائي الصغار؟ |