Sonsuz derecede karmaşık, fakat bir şekilde bilindik, fakat desenler tekrarlıyor gibi, ama onlar hiç bir zaman tamamıyla tekrar etmezler. | TED | ورغم تعقيدها اللامتناهي، لكنها مألوفة بشكل ما، إلا أن تلك الأنماط تتكرر نوعا ما، لكن ليس بنفس الشكل. |
Bunlar neredeyse yaşayan organizmalar kadar karmaşık çok gelişmiş teçhizatlar. | Open Subtitles | هذه أدوات قِطع شديدة التعقيد، تماثل في تعقيدها أعضاء الكائنات الحية |
Böylesine karmaşık olan dairesel ağ örümceklerin geliştirdiği ilk ipekli tuzak türlerinden biriydi. | Open Subtitles | رغم تعقيدها فإن الشبكة الدّائريّة هي واحدة من النوع الاول للفخاخ الحريريّة التي ابتكرتها العناكب. |
Köle devrimi -daha da acılı daha da karmaşık olarak uzayıp gitti. | Open Subtitles | ثورة العبيد الآن .. يزيد عنفها .. يزيد تعقيدها ، وتزحف |
Hayatım şu anda oldukça karmaşık ve kardeşimin seçim kampanyası yöneticisiyle çıkmanın bunu kolaylaştıracağını sanmam. | Open Subtitles | حياتي معقّدة جدًّا هذه الآونة ولا أظن الخروج في مواعدة مع مدير حملة أخي سيهوّن تعقيدها. |
İçindeki parçaların ne olduğunu bilmeseniz bile ne işe yaradıklarını çözmeye çalışmak çocukların, nesnelerin parçalara ayrılabileceğini anlamaları için çok yararlı bir çalışmadır. ve ne kadar karmaşık olursa olsun, parçaları tanıyabildikleri için | TED | حتى لو كنت لا تعرف مكوناته فسيتمكنون من تركيبه و هذا ما يمثل فعلا ممارسة جيدة للأطفال لاكتساب مهارة تجزئة الأمور مهما كانت درجة تعقيدها يمكن فهم أجزاء منها وهذا يعني أنه في نهاية المطاف |
Dinle Louise bak, bu işi kolaylaştırabilirsin ya da çok karmaşık hale getirebilirsin. | Open Subtitles | لويس)، اسمعي) يمكنك تسهيل الأمور أو يمكنك تعقيدها بشدة |