Rehabilitasyon sürecinde çok şey öğrendim o yüzden seni anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا تعلمت الكثير والسهل خِلال هذا الوقت لذلك أنا أفهم |
çok şey öğrendim Necmettin, Mahmut, Rafi gibi insanlardan. | TED | تعلمت الكثير من أشخاص كنجم الدين ومحمود ورافع. |
Yalnızca son birkaç saatte sizden bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منك في الساعات القليلة الماضية |
Katılıyorum. Ondan çok fazla şey öğrendim. | Open Subtitles | أوافقك الرأي، لقد تعلمت الكثير الكثير منه |
Sikintili zamanlarimizda kendimle ilgili çok sey ögrendim. | Open Subtitles | أترين, لقد تعلمت الكثير عن نفسي خلال وقتنا في الشمس |
Bu dünyayla ilgili çok şey öğrenmişsin anne. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير من الأشياء بخصوص هذا العالم، أمس |
OT: Dayanışma ile ilgili pek çok şey öğreniyorum. | TED | حسنًا كنت قد تعلمت الكثير عن الترابط |
Smallville geçirdiğin her gün, pek çok şey öğrendin. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير من وقتك هنا في (سمولفيل) |
Alex'le çalıştıktan sonra Emma'nın, onun için en önemli dönemi yanından geçip giderken sadece oturup durmamak için çok şey öğrenmiştim. | TED | لقد تعلمت الكثير منذ أن عملت مع ألكس أن أجلس و حسب بينما العقد الحاسم لإيما يضيع هدراً. |
Burada kolejde birçok şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير هنا فى كلية كوليدج |
Yine de, öfkesinden her gün korksam da ondan çok şey öğrendim. | TED | بالرغم من خوفي من غضبها الذي كان يحدث بوثيرة يومية، تعلمت الكثير منها. |
Beş deniz, iki okyanus, dokuz liman boyunca seyahat ettik ve gemi taşımacılığı hakkında çok şey öğrendim. | TED | أبحرنا عبر خمسة بحار، محيطان و تسعة موانئ، و تعلمت الكثير عن النقل البحري. |
Hasta olunca çok şey öğrendim ve şaşırtıcı olan şeylerden biri kanser deneyiminin çok küçük bir bölümü tıp ile ilgiliydi. | TED | تعلمت الكثير أثناء المرض وإحدى الأشياء المذهلة أن جزءاً صغيراً من علاج السرطان يتمثل بالدواء |
Dünyanın o kısmı ile nasıl ilişki kurabilirim bu konuda çok şey öğrendim. | TED | لقد تعلمت الكثير عن طريقة التعامل مع ذلك الجزء من العالم |
Seni bilmem ama bugün orkideler hakkında bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا عنك لكن أنا متأكد أني تعلمت الكثير عن الأوركيد اليوم |
Bu kitabı yazarak bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | ؟ لقد تعلمت الكثير من كتابه هذا الكتاب |
Öğretmen Dong Ju'dan bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير من المعلم جو |
Bana daha sakin ve dikkatli olmayı öğretti. Baba olma konusunda çok fazla şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت أن اكون أكثر هدوءًا وحرصًا تعلمت الكثير بشأن الكون أبًا |
Küçük tasrali güzellik prenseslerinin asla bulamayacagini ümit ettikleri çok sey ögrendim diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أنني تعلمت الكثير منهم مما تمنوا على الأرجح أن تقوم فتاتهم أميرة عروضهم الريفية الصغيرة |
Vay canına, 4-K'da gerçekten çok şey öğrenmişsin. | Open Subtitles | ياساتر، لقد تعلمت الكثير في نادي فورإتش |
Gerçekten Sensei ile beraber olunca çok şey öğreniyorum! | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير بوجود معلم |
Bu Paskalya, çok şey öğrendin. Evet. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير هذا الفصح |
15 yaşımdayken annem ile ABD'ye taşındık ama önceden çok şey öğrenmiştim. | Open Subtitles | انتقلت إلى الولايات المتحدة بصحبة أمي عندما كنت في الـ 15 لكني تعلمت الكثير سلفاً |
Sadece okulun etrafında dolaşarak birçok şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير من المشيء حول مدرستكِ |
Bu yolda tanıştığım harika insanlardan inanılmaz şeyler öğrendim. | TED | وقد تعلمت الكثير من خلال الأشخاص الرائعين الذين التقيتُ بهم أثناء رحلتي. |