"تعلَم" - Translation from Arabic to Turkish

• bilirsin
• Biliyorsun
• Biliyor musun
• Said

Ne derler bilirsin. Gey bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsin.
أنت لا تستطيع أن تعلَم كلباً شاذَاً خدعاً مستقيمة

Hayır, olamaz, belki de, bilirsin, belki sandığın kadar iyi bir avukat değilsindir.
رُبما يكونُ السَبب، تعلَم أنكَ لستَ مُحامياً ماهراً كما تظُن

Ben de, bilirsin, yeni arkadaşlar ediniyorum, arazinin engebelerine bakıyorum.
أنا، تعلَم أعقدُ صداقات جديدَة، و أدرسُ الوضعَ هُنا

Biliyorsun, ikimizin de bizi gördüğünü iddia eden tanıkları var.
تعلَم أنَ كِلانا كانَ هُناكَ مَن شاهدهُ يقومُ بالجريمَة

Biliyorsun, tecritten çıktığımdan beri sağa sola gidip geliyorum, uğraşıyorum.
تعلَم، منذُ إخراجي من الانفرادي أنا فقط أتخبَّط يُمنةً و يُسرةً، تعلَم شمالاً و جنوباً.

Biliyor musun Leo, birisi bana gerçek Leo Glynn'i sorsa, aklıma ilk gelecek kelime, "Dengeli" olur.
تعلَم يا ليو عندما يسألُني أحدهُم كيفَ هوَ ليو غلين الحقيقي أول كلمَة تخطُر على بالي مُتوازِن.

bilirsin, ölüme hazırlanmaya çalışırsın... ama hep gizliden gizliye bir umut olduğuna inanırsın doktorların yanıldığını, bir çare bulacaklarını düşünürsün, ve yaşadığı müddetçe bunun için zaman vardır.
تعلَم تُحاولُ تحضيرَ نفسكَ لموتِ أحدٍ ما لكنكَ تعتقِد دائماً بسِرِك

Her zaman farklı bir yöntem buluyor, bilirsin bana yardım etmek ve şeylerimi düzeltmek için...
يبتكرُ كُل انواع الطرُق الصغيرَة، تعلَم و ما شابَه تعلَم، ليُساعدني على مُحاولَة التغلُّب

bilirsin iste, Fransiz Devrimi Kara Panterler ya da Komünizm gibi bir sey.
أوه ، إنه فقط نادي إجتماعي "تعلَم ، مثل "الثورة الفرنسية *ثورةإجتماعيةمابينعامي1789–1799كانتجذريةفيالتاريخ الفرنسيوالأوروبي*

Her zaman farklı bir yöntem buluyor, bilirsin bana yardım etmek ve şeylerimi düzeltmek için...
تعلَم ماذا يا (هافيير)؟ لن تفعلَ ذلكَ ثانيةً أبداً

- Ama bilirsin, hayat kırılgandır.
-لكن تعلَم الحياة هَشَّة يا رجُل

- Güzel. - Yapman gereken sadece bilirsin,
- كُل ما عليكَ فِعلُه هوَ فقط، تعلَم

Evet, bilirsin... benim için de fazladan etsene.
نعم، حسناً، تعلَم... قُم بالدُعاء لي

Vücut sıvıları, bilirsin.
سوائِل الجسم، تعلَم.

Biliyorsun tatlım, güzel, sıkı kıçları severim.
تعلَم يا عزيزي تُعجبني المُؤخرَة المشدودَة

Biliyorsun, aynı şey.
تعلَم، إنهُ نفسُ الشيء، كما تعلَم

Biliyorsun... gördüğüm en güzel top süren kişi sendin.
تعلَم... . كُنتَ تملِك أجمَل مُحاورَة تبادُل للكُرَة رأيتُها

Ama... Biliyor musun?
لكن، تعلَم ماذا؟ أنا نفسي أُشككُ بأخلاقي المهنيَة الآن

Daha başka teorisyenler de zorlu koşuya girecek Biliyor musun?
و بشكلٍ تدريجي، المزيد و المزيد من المُنظرين تسلَّق على متنها، أنت تعلَم..

Kız sana benden çok daha iyi eşlik eder. Balık şefine ne dedi, Biliyor musun? "Balığının sesini dinle."
إنها رُفقَة فوق مُستواي تعلَم ما يقول للشخص المسؤول عن طبخ السمَك إذاً؟

Said...
كُنتُ أراكَ تصعد هُناك أمامَ الجميع، تعلَم