Yuvanın mekânlardan değil de insanlardan oluştuğunu çok küçük yaşta öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ في عمرٍ صغير للغاية بأنّ الأوطان تبنى بالناس لا بالأماكن |
Adada yapılabilecek her şeyi öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ إتْقان كُلّ شيءِ في جزيرتِي ماعدا نفسي. |
Evet. Kendin olman gerektiğini öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ بأن على المرء أن يكون على طبيعته |
En nihayetinde... öğrendim ki insanları dönüştürme nedenim... kendi ihtiyaçlarımı karşılamak için. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ أخيراً بأني، بمعنى ما، كُنتُ أستعبدُ الناس إلى ديننا لأخدُمَ احتياجاتي الخاصة |
3000 yıllık hayatımda öğrendiğim bir şey var ki... o da ailenden vazgeçemeyeceğin. | Open Subtitles | إن تعلّمتُ شيئًا طوال 3 آلاف عامًا، فهو ألّا تفقد الأمل في العائلة. |
Tamam, geçmişte hatalarım oldu. Ama onlardan bazı şeyler öğrendim. | Open Subtitles | حسناً، لقد ارتكبتُ بعض الأخطاء ولكنّني تعلّمتُ منها، صحيح؟ |
Ergen eğitiminde 30 yıldan sonra bu tür olaylarda en iyi çözümün içtenlik olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لمدّة ثلاثين عاماً من تعليم المراهقين, تعلّمتُ أن أفضل طريق لمعالجة مثل هذه الحالات هو الصدق |
Hayatın çok boktan ve büyük bir ekmek kavgası içinde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ أنّ الحياة حرب كبيرة تأكل الأخضر واليابس، هذا ما تعلمته |
En iyi Amerikan gösterisinden biraz biraz öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ من, تقريبًا، أفضل برنامج أمريكي على الإطلاق. |
Gidiş gelişlerimin çetelesini tuttuğunu öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ أنها تطّلع دائماً على تحرّكاتي ــ إلى أين تذهب؟ |
Seni seviyorum! Kıyafet konusundaki fikirlerimizin örtüşmediğini öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ أنّ ذوقها بشأن الثياب يختلف عن ذوقي |
Tıp fakültesinde, hastalıkların kibarlıkla tedavi edilmediğini öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ في كلّية الطب، أنّ الطيبةَ ليست ما يشفي |
Ama yine de güzel bir makaleydi. Hakkında pek çok ilginç ey öğrendim. | Open Subtitles | لكنّها كانت مقالة رائعة، تعلّمتُ أشياء مثيرة بشأنكِ |
Cenazede, babamın yaşarken hakkında bildiğim şeylerden çok daha fazlasını öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمتُ عن أبي خلال جنازته أكثر مما تعلّمته عندما كان حيّاً يرزق |
Deliklerim vardı ama zamanla bunları rüzgârı kontrol etmek için kullanmayı öğrendim. | Open Subtitles | كنتُ مُثقبّاً، لكنّي بمرور الوقت تعلّمتُ كيف استخدمها لأشقّ عباب الريح |
Zamanla tıpkı rüzgârı kontrol ettiğim gibi suyu da kontrol etmeyi öğrendim. | Open Subtitles | وبانقضاء الوقت تعلّمتُ استخدام تيّار الماء، مثلما استخدمتُ تيّار الريح. |
Bay Korucu, piknik sepeti çalarken şu iki hayati şeyi öğrendim. | Open Subtitles | سيّدي الحارس، لقد تعلّمتُ أمرين من سرقة سلال الطعام |
Sezgilerimi güçlendirip birisine nasıl güvenebileceğimi öğrendim. | Open Subtitles | شحذتُ حدسي، و تعلّمتُ كيفَ أحدّدُ أولئكَ الذين أستطيعُ الوثوقَ بهم |
Hayattan öğrendiğim bir şey varsa, o da şansını zorlamamaktır. | Open Subtitles | و إن تعلّمتُ شيئاً مِنْ ذلك فهو ألّا ألاعب القدر |
Beyler, öğrendiğim tek bir şey varsa o da cinayet gibi küçük bir şeyin eğlenceye engel olmasına izin vermemektir. | Open Subtitles | سادتي، لو كنتُ قد تعلّمتُ شيئاً واحداً، فهو عدم السماح لشيءٍ تافه كالقتل أن يعترض طريق إمضاء وقتٍ طيّب. |
Amber'dan bir şey öğrendiysem o da kendi başımın çaresine bakmam gerektiğidir. | Open Subtitles | إن كنتُ تعلّمتُ شيئاً من آمبر فهو أنّ عليّ الاعتناء بنفسي |
Gerçekten çok memnunum. Muhteşem bir ders aldım. | Open Subtitles | إنني مسرورة حقاً لقد تعلّمتُ درساً قيّماً |