Tam tersi. Çoktan çok çok önemli bir şey öğrendik. Gel benimle. | Open Subtitles | بل على العكس تماماً، فلقد تعلّمنا شيئاً مُهماً جداً جداً، تعالي معي. |
Biz bunu nesneler için yapmayı öğrendik, ancak burada, daha önce hiç tanışmayan insanlar arasında kuvvetli bir güven sağlama amacındayız. | TED | تعلّمنا تطبيق ذلك على أشياء ملموسة ولكن هنا، كنا نهدف إلى بناء ثقة حقيقيّة بين أشخاصٍ لم يسبق لهم التعارف. |
Ve bu sevgiyi sohbet odalarımızda, kulüplerimizde, barlarımızda ve toplum merkezlerimizde öğrendik. | TED | كما تعلّمنا أن هذا الحب هو غرف الدردشة الخاصة بنا، في نوادينا وحاناتنا ومراكزنا الإجتماعية. |
Ama başkalarının hatalarını da anlayın çünkü özellikle bir kadın olarak eğer işlerimiz yolunda gitmiyorsa bunun bizim hatamız olduğu öğretildi. | TED | ولكن افهموا أخطاء الآخرين، لأننا ولا سيما كنساء، تعلّمنا أنه إن لم ينجح شيء ما، فربما ذلك بسبب أخطائنا. |
Para basma deneyimlerinden öğrendiğimiz üzere, oluşabilecek endişelerimizin kurallarla önüne geçebiliriz. | TED | و، كما تعلّمنا مع مخططات طباعة الأموال، يمكنُ تهدئة مخاوفنا مهما كانت عن طريق القوانين. |
Birbirimizi uzun süre nasıl seveceğimizi öğrendik. | TED | لقد تعلّمنا كيف نحب بعضنا البعض لفترة طويلة. |
Yıllar boyunca atomun içini gerçekten keşfetmeyi öğrendik. | TED | لذا، على مر السنين، تعلّمنا بالفعل البحث داخل الذرة. |
Pazar okulunda hırsızlığın günah olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | في درس يوم الأحد تعلّمنا أن السرقة هي إثم |
Huzur verici şeylerin "mutluluk", ...eğlence veren şeylerin ise "günah" olduğunu şimdi öğrendik. | Open Subtitles | ! "والآن ، تعلّمنا جزء السلام المُسمّى "نشوّة ! "ومُتعة الشيء المُسمّى "خطيئة |
Ama şunu öğrendik ki, kaderimizle savaşamayız. | Open Subtitles | ولكننا تعلّمنا بأنه لا يمكننا مصارعة قدرنا |
Partide olanlar bir TV şovunda yaşananlara benziyor olabilir ama bugün gerçek hayvanın kim olduğunu hepimiz öğrendik. | Open Subtitles | رغم أني قد أبدو مثل النشاطات بعد المدرسية، أظننا تعلّمنا من هو الحيوان الحقيقي اليوم. |
Sanırım kesin olarak iki şey öğrendik. Bir: | Open Subtitles | ولكنّي أعتقد بأنّنا تعلّمنا مسألتين بالتأكيد، الأولى: |
İlk ve son olarak bir davaya tutunmayı ve gerekirse erkeğe yakışır bir şekilde devrilmeyi öğrendik. | Open Subtitles | تعلّمنا بشكل نهائي أن نقف لسبب ، وإذا كان السقوط ضروري فليكن كما يناسب الرجال |
Bu hayvanlardan resifimiz hakkında çok şey öğrendik ve çocuklar da. | Open Subtitles | تعلّمنا الكثير من شعبتنا المرجانية من حيواناتها وكذلك الأطفال |
Hepimiz, düşmanlarımızı küçümsememiz gerektiğini öğrendik, ...kendimizi dokunulmaz sandık. | Open Subtitles | لقد تعلّمنا جميعاً أنّه حينما نستصغر أعداءنا، نجعل أنفسنا ضعفاء |
Herkes son derece heyecanlı ve birçok şey öğrendik birçok şey de soru işareti olarak kaldı. | Open Subtitles | الآن، بالرغم من المعنويات المرتفعة لقد تعلّمنا الكثير. تبقى العديد من الأسئلة. |
Bir gün, kandan yazılmış bir peri masalı öğrendik. Porphyria, sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | في أحد الأيّام المنذرة بالسّوء، تعلّمنا بعض القصص الخياليّة المكتوبة بالدّم |
Birbirimize karşı dürüst olmamız gerektiğini zor yoldan öğrendik. | Open Subtitles | ولكننا تعلّمنا بالطريقة الصعبة وعلينا أن نكون صريحين مع بعضنا البعض |
Bize hep esas olanın işlev olduğu öğretildi. | Open Subtitles | تعلّمنا الاعتقاد أن الوظائف الحيويّة هي كل ما تهم. |
Bu deneyler ve uygulamamız ve birlikte çalıştığımız insanlardan öğrendiğimiz şey elle tutulur tecrübeler yaratmak bugün ve yarın arasındaki mesafede köprü olabilir. | TED | تعلّمنا من أجراء مثل هذه التجارب ومن عملنا ومن الناس الذين نحتكّ بهم أن إنشاء تجارب عملية ملموسة سيعزز الترابط بين اليوم والغد. |
Bence, eğer bir şey öğrendiysek, o her neyse, kader bizim için dükkana sahip. | Open Subtitles | أعتقِد أنّنا لو تعلّمنا أي شئ، فهو أنه أيّاً كان ما يُخبّئه لنا القدر، |
Ruh hastalıklarını, paranoya ve şizofreniyi öğrendiğimizden beri. | Open Subtitles | منذ أن تعلّمنا عن الأمراض العقلية مثل جنون العظمة وأنفصام الشخصية |