"تعيشان" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşıyorsunuz
        
    • yaşadığınızı
        
    • yaşıyor
        
    • yaşayan
        
    • yaşıyordunuz
        
    • yaşamıyorsunuz
        
    • yaşarken
        
    • oturuyorsunuz
        
    • yaşadığınız
        
    • yaşayacaksınız
        
    Sizinle ilgili bir sorun var, çünkü bir kadın bedeninde yaşıyorsunuz. Open Subtitles لديكما يا أولاد مُشكلة لأنكما تعيشان فى جَسَد اِمرأة.
    Örneğin, niye burada yaşıyorsunuz? Open Subtitles علي سبيل المثال، لماذا كنتما تعيشان هنا؟
    Tüm saldırılar boyunca hiç yardımınız olmuyor. Sadece o sığınağa gidip yaşıyorsunuz. Open Subtitles لا فائدة منكما عند الغارة كأنما تعيشان في ملجأ و أنا من يهتمّ بكلّ مافيه
    Senin için de uygunsa, hakime Marco'yla senin benimle yaşadığınızı söyleyeceğim. Open Subtitles إن لم يكن عندك مانع, فسأخبر المحكمة أنك وماركو تعيشان معي.
    İkisi de çiçekçinin üstünde yaşıyor. Gönderiyorum. Open Subtitles دانا و نيكول كلتاهما تعيشان فوق محل بيع الزهور،أنا أرسل العنوان الأن.
    Lagos'ta yaşayan ve on beş yaşında olan ikiz kız yeğenlerim var. TED لدي ابنتا أخت وهما توأمان عمرهما 15 سنة تعيشان في لاغوس.
    Sen ve karın burada yaşıyordunuz ve başkalarının kendi paralarını kazanma şanslarını mahvediyordunuz. Open Subtitles أنت و زوجتك كنتما تعيشان هنا و تقتلون فرصة كل شخص أخر من جني بعض المال لأنفسهم
    Bir yıldır birliktesiniz, ama aynı evde bile yaşamıyorsunuz. Open Subtitles أنتما معاً لمدة سنة , ولا تعيشان مع بعضكما البعض حتى
    Siz ikiniz bu karanlık ormanın ortasında yalnız mı yaşıyorsunuz? Open Subtitles كلاكما تعيشان هنا لوحدكما في وسط غابة مظلمة؟
    İkiniz beraber yaşıyorsunuz. Birinin ilk önce konuşması gerek. Open Subtitles أنتما تعيشان معاً على أحد منكما أن يبدأ بالكلام
    Diyelim ki beraber yaşıyorsunuz, bir müddet sonra aranız bozuluyor. Open Subtitles ان كنتما تعيشان معاً ثم تتجه الأمور للنهاية
    Penny ve Leonard, ikiniz de inanılmaz başarılı oldunuz ve New York'ta yaşıyorsunuz. Open Subtitles قصص جديدة. بيني و لينارد يا طيور الحب؛ كلاكما ناجحان جداً و تعيشان في نيو يورك.
    Ne kadardır burada yaşıyorsunuz? Open Subtitles إذًا، يا شباب منذ متى وأنتم كنتم تعيشان هنا؟
    Hala aynı evde yaşıyorsunuz ama birbirinizle konuşmuyorsunuz değil mi? Open Subtitles لا ، أنتما ما زلتُما تعيشان في نفس المنزل لكنّكما لا تتكلّمان مع بعضكُما البعض ، صحيح ؟
    Artık birlikte yaşıyorsunuz. Herkes biliyor bunu. Open Subtitles الجميع يعرف بأنكما تعيشان معاً.
    Dur bakayım, ikinizin bir çocuğu olduğunu ve aynı evde birlikte yaşadığınızı sanıyordum. Open Subtitles لحظه، ظننت بأنه لديكما أبن و إنكما تعيشان في منزل معاً
    O tarafta iki yaşlı hanım yaşıyor sanıyordum ben. Open Subtitles حقاً؟ أعتقد أن هُناك عجوزتان تعيشان بهذا الجانب.
    - Burada yaşayan sadece siz ve kardeşiniz miydi, başkaları da var mı? Open Subtitles هل أنت وأخيك الوحيدين الذين تعيشان هنا ؟
    Annen ve sen sığınma evinde yaşıyordunuz. Open Subtitles أنت و أمك كنتما تعيشان في ملجأ
    Madem birlikte yaşamıyorsunuz, niye hâlâ evlisiniz? Open Subtitles لماذا مازلتما متزوجين رغم أنكما لا تعيشان مع بعض؟
    Birlikte yaşarken böyle şeyleri anlatır mıydı? Open Subtitles عندما كنتما تعيشان في نفس البيت ألم تخبركَ بكل هذه الأمور؟
    Siz ikiniz ne zamandır burada oturuyorsunuz? Open Subtitles منذ متى و أنتما تعيشان هنا؟
    İçinde siz yaşadığınız müddetçe biliyorum evim emin ellerde. Open Subtitles اعلم ان المنزل بأيدي آمنة وانتما الاثنان تعيشان به
    Sen ve küçük kızın kubbelerden birinde mutlu mesut yaşayacaksınız. Open Subtitles أنتِ وإبنتكِ تعيشان حياةً طيّبةً في أحد القِبابِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more