Ailenizdeki herkesten daha uzun yaşamak çok korkunç bir şey Bayan Vaughan. | Open Subtitles | إنه لأمر فظيع سيدة فون بأن تعيشي لمدة أطول من جميع عائلتك |
Şu ana kadar sadece görmek istediklerini gördün çünki yaşamak istiyorsun. | Open Subtitles | لقد رأيتِ فقط ما أردتِ أن تريه لأنكِ اردتِ أن تعيشي |
Ve benimle birlikte yaşamanı istiyorum, dediğimde sana gerçeği söylüyordum. | Open Subtitles | وكنتُ أقول الحقيقة، عندما أخبرتكِ أنّي أرغب أن تعيشي معي. |
Asla babamla yaşaman gerekmeyecek. | Open Subtitles | , هكذا كيف يسير الامر لن تعيشي ابدا مع الاب |
Chicagolusun. Kaliforniya, Venice'de yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت مِنْ شيكاغو.تعيشي في فينيسيا، كاليفورنيا. |
Seni burda öldürmeyeceğim çünkü, şu an başladığınız görevin bitmesi için yaşamalısın. | Open Subtitles | السبب الذي دفعني لعدم قتلك هو هو أنه يجب أن تعيشي لإتمام المهمة |
Birisini olduğu gibi kabul ederek onunla yaşamak istediğin duygusunu bilirsin, değil mi? | Open Subtitles | لا بأس تعلمين كيف يمكنكِ أن تعيشي مع شخصٍ ما وتأخذينهم كشيء حتمي |
yaşamak için doğduğun hayatı yaşamalısın. | Open Subtitles | عليكِ أن تعيشي الحياة التي ولدتِ لتحييها. |
Zaman içerisinde, benimle mi yaşamak istiyorsun diğer sevgilinle mi, karar verirdin. | Open Subtitles | وبمرور الوقت، تستطيعين اتخاذ قرارك ومعرفة ما إذا كنت تريدين أن تعيشي برفقتي أم برفقة شخص آخر |
Şimdi ben seninle yaşamak istiyorum, sense... | Open Subtitles | فهمت، إذن الآن أنا أعتقد أنك يجب أن .. تعيشي معي فجأة ، أنت تشعرين بخلاف ذلك ، صحيح ؟ |
Ahlaksız bir dünyada mı yaşamak istiyorsun? | Open Subtitles | هل ترغبين بأن تعيشي في عالم يفقد أخلاقه ؟ |
Benim için yaşamanı istiyorum. Bencilce olduğunu biliyorum ama gerçek bu. | Open Subtitles | أريدك أن تعيشي من أجلي، أعلم أن هذه أنانيّة، لكنّها الحقيقة. |
Benimle yaşamanı, benimle ölmeni, her şeyi benimle yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكي أن تعيشي معي و تموتي معي .و تفعلي كل شيء معي |
Artı, burada kendi başına bu şekilde yaşaman da yasa dışı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه من غير القانوني أن تعيشي لوحدك هنا |
Erkek kardeşinle yaşıyorsun. Ve kadınlar için bir spor salonun var | Open Subtitles | تعيشي مع أخاكِ , و تملكِ صاله للالعاب الرياضيه للسيدات |
Ölmene izin veremezdim. Sanırım bir şekilde seni yaşamaya zorladım. | Open Subtitles | لم أستطع تركك تموتين,أعتقد أنني بطريقةما أردت لكي أن تعيشي |
Teorim, sırrına dair birilerine güvenmediğin sürece,- gerçekten yaşayamazsın. | Open Subtitles | تقوم نظريتي علي فرضية أنه لا يمكن أن تعيشي .. أعني تعيشين بحق حتي تتأمنين شخصاً علي سرك |
Lana, yanımda kraliçe gibi yaşayabilirsin ya da diğer çöplerle birlikte atılırsın. | Open Subtitles | لانا يمكنك أن تعيشي كملكة بالقرب مني أو أن ترمي مع بقية النفايات |
Benim vasıtamla yaşamayı bırak ve kendi hayatını yaşa! | Open Subtitles | كل ما اريده منك ان تعيشي حياتك الخاصة وتتوقفي عن مضايقتي |
bizi tatillerde ve doğumgünlerinde ziyaret edeceksin, ama artık bizimle yaşamayacaksın. | Open Subtitles | وستأتين لزيارتنا لأعياد المولد والأعياد الدينيّة ولكن لن تعيشي معنا بعد الآن |
Başka bir adam olursa güzel yaşama. | Open Subtitles | إن كنتِ سذهبين للعيش جيداً مع رجلٍ آخر، إذن لا تعيشي جيداً |
Dünya senin yaşadığın yer asıl mide bulandırıcı yer. | Open Subtitles | العالم والمكان الذي تعيشي به هو مكان مقزز |
Daha bir şey yaşamadın. Hapse falan gir, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم تعيشي حياتكِ حتى اذهبي للسجن ، أتفهمين ؟ |
Öylece yürüyüp gitmeli, ve hayatını yaşamana izin vermeliydim. | Open Subtitles | كان من الأحدى بي أن أرحل و أتركك تعيشي حياتك |