Buraya 7km yarıçapı uzaklıkta yaşıyor ve erkekler arasında popüler biri. | Open Subtitles | تعيش على بعد 5 أميال من هُنا وهي مشهورة بين الرجال |
Kızım artık dört buçuk saatlik mesafede yaşıyor. | Open Subtitles | ابنتي التي تعيش على بعد 4 ساعات ونصف الآن. |
"Önemi şu": ben bu berbat işte çalışıyorum ve sen de rockn' rollcu gibi yaşıyorsun. | Open Subtitles | القضية هى اننى من اجتهد بالعمل هنا وانت تعيش على سداك |
Gevrek ve Japon yemekleriyle yaşıyorsun. | Open Subtitles | تعيش على أكل الحبوب والطلبات الخارجية للأطعمة اليابانية |
Burada Fongoli'dekiler otlakların üzerinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | تلك اللّواتي هنا في فونجولي تعيش على الأراضي العُشبيّة. |
Ve tam buradaki kadın, Um Ahmad, Kuzey Ürdün'den bu yol üzerinde yaşayan kadın. | TED | وهذه المرأة هنا .. إم أحمد هي إمرأة تعيش على طريق النبي إبراهيم في شمال الاردن .. |
"Birkaç sokak aşağımızda oturan Annie Fitzsimmons isminde bir kadın var. | Open Subtitles | لكن هناك إمرأة إسمها آني فيتزسمونز تعيش على مقربة |
Kardeşim Nancy 20 dakikalık mesafede oturuyor. - İyi çocuklar oraya gidecek. | Open Subtitles | أختي نانسي تعيش على بعد 20 دقيقة من هنا. |
Kızım artık dört buçuk saatlik mesafede yaşıyor. | Open Subtitles | ابنتي التي تعيش على بعد 4 ساعات ونصف الآن. |
Aslında ailem buraya 20 dakikalık mesafede yaşıyor fakat pek görüşmeyiz çünkü iyi ilişkilerimiz yok. | Open Subtitles | عائلتي في الواقع تعيش على بعد 20 دقيقة من هنا لكننا لا نتحدث كثيراً لأن علاقتنا ببعض ليست جيده |
Eğer varsa, ölü bir gezegende yaşıyor demektir. | Open Subtitles | إذا ما كانت الحياة موجوده هنا فإنها تعيش على كوكب ميت |
Arka bahçe duvarının diğer tarafında yaşıyor, acil durumlar için anahtarı bende. | Open Subtitles | تعيش على الجانب الآخر من السياج الخلفي ولدي مفاتيح للطوارىء |
Anne, son altı aydır depoladığı yağ sayesinde yaşıyor, ancak kilosunun üçte birini kaybetti. | Open Subtitles | ظلّت تعيش على مدّخراتها الدهنية في الستة أشهر الماضية وفقدت ثلث وزنها |
İki kere boşandın Ağabey'inin koltuğunda yaşıyorsun ve tek çocuğun da 10. sınıfta, sınıfta kalıyor. | Open Subtitles | حسنا.لقد تطلقت مرتين انت تعيش على أريكة أخوك وطفلك الوحيد سيسقط في الصف العاشر |
100 metre ötede yaşıyorsun. Nereye bakacağım ki? | Open Subtitles | أنت تعيش على بعد 100 ياردة أين من المفترض أن أنظر ؟ |
Yeryüzünde yaşıyorsun. Onlardan biri gibi. | Open Subtitles | أنت تعيش على الأرض كأنك واحد منهم |
Ve yolun aşağısındaki binanın çatısındaki kulübede yaşıyorsun. | Open Subtitles | تعيش على سقف البناية التى بجانبى، |
Rüşvetin içinde yaşıyorsun, dostum. | Open Subtitles | أنت تعيش على أحدها أعتبرها كتبرع |
Sanırım çatının üzerinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | اظن انها تعيش على السطح |
Çok çok büyük bir şey üzerinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | تعيش على شيءٍ كبير جداً |
İnsanlığımızı sadece diğer insanlar aracılığıyla deneyimlemiyoruz, aynı zamanda bu gezegende yaşayan diğer varlıklarla da deneyimliyoruz. | TED | ليس فقط من خلال الناس نختبر إنسانيتنا بل من خلال كل المخلوقات التي تعيش على هذا الكوكب. |
Sana 1 saat uzaklıkta oturan ve burada olduğumdan beri ziyaretine hiç gelmeyen annen mi? | Open Subtitles | أمّكِ التي تعيش على بعد ساعة والتي لم تقم بزيارتكِ طوال فترة تواجدي ؟ |
Annem bir kaç saatlik mesafede oturuyor. | Open Subtitles | أمي تعيش على بعد عدة ساعات مني |