"تغذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • beslen
        
    • beslemek
        
    • beslenir
        
    • beslemesi
        
    • beslenmesini
        
    • besler
        
    • besleyen
        
    • besliyor
        
    Siktir et. Sen git kendin beslen. Open Subtitles اللعنة على ذلك اذهبي و تغذي بمفردك
    beslen benden, lütfen. Open Subtitles فقط تغذي علي ارجوك
    İçindeki iyi kurdu beslemek için. Open Subtitles لكي من أجل أن تغذي الذئب الطيب
    - Ama neden düzeni beslemek zorundayız ki? Open Subtitles -ولكن لماذا يجدر بالناس أن يصبحوا تروسا تغذي النظام؟
    Kolonideki genç larvalar bununla beslenir. Open Subtitles إنها تغذي الحشرة الأصغر بالخلية.
    Gül dikmenin sırrı kökleri beslemesi için kemik tozu eklemektir. Open Subtitles في وضع وجبة عظام أسفلها حتى تغذي نظام الجذور.
    Önce ruhunuzu beslemeden, bedeninizin beslenmesini nasıl beklersiniz öyleyse? Open Subtitles ثمّ ، كيف تغذي الجسم إذا لم تغذي الروح
    Vücudumuz kalp hücrelerini onlara bol miktarda kan sağlayarak besler. TED تغذي الطبيعة خلايا القلب في جسدك بتموين كثيف جدا من الدم.
    Aç toprağı besleyen 13 can karanlıkların efendisinin doğumuna fırsat sağlıyor. Open Subtitles ثلاثة عشر روحٍ تغذي الأرض الجائعة تفتح الطريق لولادة سيد الظلام
    Ayrıca, önemli planlarımızı gerçekleştirmeye hayatlarımızı adamamızı sağlayacak tutkularımızı da besliyor. TED ويمكنها أيضًا أن تغذي الشغف، الشغف الذي يمكن أن يقودنا إلى تكريس حياتنا لتحقيق مشاريع هامة.
    Ama önce beslen. Open Subtitles لكن أولاً , تغذي
    - Yakala ve onunla beslen. Open Subtitles -طارديه ، أمسكيه ، تغذي عليهِ .
    Bo, sadece biraz beslen. Open Subtitles بو) فقط تغذي علي قليلا)
    beslen. Open Subtitles تغذي
    Bazen arkadaş grubu için gidersiniz, ...bazen ruhunuzu beslemek için gidersiniz, ...bazen de kilise minibüsünü ödünç verdikleri için gidersiniz. Open Subtitles بعض الأوقات تذهب إليها من أجل الصحبة, و في بعض الأوقات تذهب إليها لكي تغذي روحك و في بعض الأوقات تذهب لأنهم أعاروك سيارة الفان الخاصة بالكنسية,
    Ejderha binicisi olmak, onu beslemek ve onu sürmekten çok daha fazlasıdır. Open Subtitles هناك أكثر من طريقة لكونه RIDER DRAGON لا تغذي تكنولوجيا المعلومات ويحصل على ظهرها.
    İşte. Sadece daha beslemek . Open Subtitles تفضلي، تغذي أكثر
    Kökleri yerinden dibinden beslenir. Open Subtitles الجذور التي تغذي القلب من عمقِ الأرض
    Lt sadece kendi beslenir. Open Subtitles إنها تغذي نفسها فقط
    Böceğin tarla kuşunu beslemesi gibi insan da vampiri beslesin." Open Subtitles "إذ مثلما تغذي الخفساء طائر القبرة" "كذلك البشر سوف يغذون مصاص الدماء"
    Dostlarını beslemesi için kızı zorladılar. Open Subtitles لقد أُجبرت على أن تغذي عشيرتهم
    Ben Transvaal'deyken aslanların beslenmesini izlemiştim. Open Subtitles عندما كنت في الـ(ترانسفال) رأيت تغذي الأسود
    Larvaları kendi yağ kaynaklarından kusmuğu ile besler. TED إنها تغذي اليرقات من خلال تقيؤ احتياطيات الدهون المتوفرة بها.
    Ve buzdağı erirken birçok canlı varlığı besleyen minerallerden zengin tatlı suyunu dışarıya verir. TED بذوبان كتلة الجليد، تطلق مياها عذبة غنية بالمواد المعدنية تغذي الكثير من أشكال الحياة.
    Termodinamik döngü gezegenin çekirdeğini geri besliyor. Open Subtitles إن اداة الحرارة الديناميكية هي ما تغذي الحمل الى قلب الكوكب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more