| Mevsimler geçmekte, ve dört aydır ilk kez, güneş batıyor. | Open Subtitles | أوشك الفصل على الانتهاء ولأول مرة منذ أربعة أشهر تغيب الشمس |
| Dani'yi eve götür ve sakın onu gözünün önünden ayırma! | Open Subtitles | أنظرى, خذى دانى إلى بيتك ولا تدعيها تغيب عن نظرك |
| Görünene göre, güneş her battığında öleceğini düşünen şarkı söyleyen bir kuş varmış. | Open Subtitles | على مايبدو، هناك نوع من الطيور يعتقدون أنه يموت كل مرة تغيب الشمس. |
| Pekala, genellikle, kayıp sayılabilmesi için, kaybolduğu bir yer olması gerek. | Open Subtitles | حسناً , وعموماً سيأخذ الطلب مجراه لكي نعتبر هذا فقدان تحتاجين مكان ما لأن هذه الأمور تغيب |
| Güneşin battığı ve herkesin bir daha gelmeyecek diye korktuğu zaman uğrarım. | Open Subtitles | حسنا سأتي في الوقت من اليوم عندما تغيب الشمس ونحن جميعا مذعورون من عدم عودتها لاحقا |
| Bir daha böyle ortadan kaybolma olur mu? | Open Subtitles | لا تغيب عني بهذه الطريقة ثانيةً، حسناً؟ |
| Güneş orada hiç batmıyor, ki bu benim için sorun değil. | Open Subtitles | , حيث لا تغيب الشمس أبداً و انا لا أمانع هذا |
| Okulu aksatmadan nasıl bu kadar uzun süre sırada bekleyebildin? | Open Subtitles | كيف إستطعتَ الإنتضار لمدّة طويلة دون أن تغيب عن المدرسة ؟ |
| Dedemiz şizofren, ninemiz de güneş batınca Michael Myers'a dönüşüyor. | Open Subtitles | جدي مصاب "بالفصام وجدتي تتحول لـ "مايكل مايرز" عندما تغيب الشمس |
| Fakat ben Allah'a güveniyorum ki, bizden 10 kişiyi, daha güneş batmadan şişteki koyun gibi kızartacak. | Open Subtitles | لَكنِّي أَثِقُ باللهِ بأنّه سيشوي عشرة منّا كالخروف على النار قَبْلَ أَنْ تغيب شمسَ اليوم. |
| Gezegenimizin iki ucunda da güneş sonbaharda son kez batıyor. | Open Subtitles | عند كلا طرفيّ كوكبنا، تغيب الشمس لآخر مرةٍ في فصل الخريف |
| Güneş batıyor ve ağaçların arasından rüzgâr esiyordu. | Open Subtitles | لقد كنت في الخارج أصطاد و الشمس تغيب و الريح تهب علي الأشجار |
| Güneş batıyor, hava kararacak. | Open Subtitles | الشمس تغيب سيأتي الظلام قريباً |
| Babamdan kalan tek şey bu. Bir daha gözümün önünden ayrılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي لدي من أبي لن أدعها تغيب عن بصري ثانية |
| Tedaviyi bulmamıza bir gün kaldı. Bunu gözümün önünden ayırmayacağım. | Open Subtitles | يفصلنا يوم عن إيجاد الترياق ولن أدعها تغيب عن ناظريّ |
| Ama yarın, oyunlar bittiğinde ve güneş battığında... disiplin gevşer... ve belki sizi buluştuğumuz yere götürebilirim. | Open Subtitles | و لكن غدا ، حين تنتهى اللعبة و تغيب الشمس سيكون النظام سهلا و ربما ستتاح لى الفرصة ان اقودك لمكان لقائنا |
| Güneş battığında ise işler tamamen değişir. | Open Subtitles | مع ذلك عندما الشمس تغيب , هي قصّة مختلفة. |
| Birinin "kayıp" olması için, 48 saat kendinden haber alınmaması gerekmez mi? | Open Subtitles | خِلتُ أنه يجب أن يمرّ 48 ساعة ، على تغيب أحدهم لتقرير أنهُ مفقود... |
| Güneş battığı zaman da jakuzide sıcak bir ortam yaparız. | Open Subtitles | ثم حين تغيب الشمس، أنا وأنت نستطيع الاسترخاء في الجاكوزي، حسنا؟ |
| Bir daha böyle ortadan kaybolma olur mu? | Open Subtitles | لا تغيب عني بهذه الطريقة ثانيةً، حسناً؟ |
| Ay büyüyüp küçülmüyor güneş doğup batmıyor. | Open Subtitles | القمر لا يشع أَو يتضاءل و الشمس لا تشرق ولا تغيب |
| Dinle, bir süre uzaklaştıktan sonra geri dönmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | .. أعلم كيف يبدوا أن تعود بعد أن تغيب لفترة |
| Dedemiz şizofren, ninemiz de güneş batınca Michael Myers'a dönüşüyor. | Open Subtitles | جدي مصاب "بالفصام" وجدتي تتحول لـ "مايكل مايرز" عندما تغيب الشمس |
| Gün batmadan önce bir saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا ساعة قبل أن تغيب الشمس لذلك فلنسرع |
| Kutup bölgelerinde yaz mevsimi olunca güneş hiç batmaz. | Open Subtitles | إنه فصل الصيف في الأماكن القطبية والشمس لا تغيب أبداً |
| Güneş batacak. Bizi arayacaklar. | Open Subtitles | تغيب الشمس بعدها هم سَيَبْحثونَ عنا |
| Görünüşe göre seçmesini kaçırmış. Büromdan kimle konuştun? | Open Subtitles | لقد تغيب عن تجربة الأداء مع من تكلمتي في مكتبي ؟ |
| Keşke bu kadar yaşlanmasaydım. Güneş battıktan sonra hiç bir şey okuyamıyorum. | Open Subtitles | أتمنى ألا أكون قد بدأت بالمشيخ، لا أستطيع القراءة حالما تغيب الشمس |