Ne zaman yeni bir şey bulduğunu düşünsem öylece gelip, yine beni şaşırtıyorsun. | Open Subtitles | في كلّ مرى أعتقد أنك وصلت إلى عمق جديد تأتي بعدها، دوما و تفاجئني ثانية |
Beni gerçekten şaşırtıyorsun, biliyor musun? | Open Subtitles | انت حقا تفاجئني , هل تعلم ذلك ؟ |
Üzgünüm, iki yıl sonra benim için oldukça zorlu bir sürpriz oldu. | Open Subtitles | عفواً ولكن من الصعوبة أن تفاجئني بعد مرور سنتين وأتيت |
Saygısızlık olarak anlamayın ama, destek masasının ne olduğunu bilmenize şaşırdım. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة، ولكن تفاجئني معرفتك بمنصة التثبيت |
Söylemem gerekiyor ki, masadaki bunca paranın yüzünü güldürmemesi beni şaşırttı. | Open Subtitles | علي القول بكل هذا المال على الطاولة تفاجئني افتقار الابتسامة على وجهك |
Nedense buna hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | بطريقة ما، هذه لم تفاجئني |
Beni çok şaşırttın. | Open Subtitles | أنت تحب أن تفاجئني. أنت تحب أن تفاجئني. |
İkisinin de düşünceleri beni şaşırtmadı! | Open Subtitles | نعم لماذا لا تفاجئني اي من وجهات النظر هذه؟ |
İtiraf etmeliyim ki, senin pozisyonundaki bir adama göre, beni baya şaşırtıyorsun. | Open Subtitles | أعترف أنك تفاجئني حتى لرجل في مركزك |
beni her zaman şaşırtıyorsun. | Open Subtitles | أنت دائماً تفاجئني. |
Beni üzüp şaşırtıyorsun Necef. Nereden para bulayım? | Open Subtitles | أنت تفاجئني نجف صديقي |
Clark Kent, gizemlerin adamı. Seni ne zaman tanıdığımı sansam beni şaşırtıyorsun. | Open Subtitles | (كلارك كنت)، رجل الألغاز، كلما ظننت أني فهمتك، تفاجئني |
Bak şu güzelliğe, beni şaşırtıyorsun. | Open Subtitles | أنظري أليك وانت تفاجئني -اشتقت اليك |
İç kanama gördüğümde benim için sürpriz olmayacaktır. | Open Subtitles | لن تفاجئني قطعة واحدة إذا وجدتُ ورم دموي تحت الجافية |
Beş yıllık evlilikten sonra hâlâ sürpriz peşindesin. | Open Subtitles | لتفكر بانك لا تزال تريد أن تفاجئني بعد خمس سنوات من الزواج |
Seni burada gördüğüme şaşırdım. Sen bu gece nöbetçi misin? | Open Subtitles | تفاجئني رؤيتكِ هنا, هل أنتِ تحت الإستدعاء ؟ |
Felsefe dereceniz beni şaşırttı Dr. Reid. | Open Subtitles | شهادتك في الفلسفة تفاجئني د.ريد |
- Yine hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | أنت لا تفاجئني مجدداً |
Veya balonlarla beni şaşırtmanı veya bilmiyorum, tabuttan falan fırlamanı. | Open Subtitles | أو أن تفاجئني ببالونات أو تقفز من تابوت, لا أعلم |
Beni hep böyle şaşırtırdı. | Open Subtitles | كانت دوماً ما تفاجئني هكذا |
Bu iş beni şaşırtmaktan bıkmıyor. | Open Subtitles | هذه الوظيفة لا تفتأ تفاجئني. |
Artık şu hayatta beni şaşırtabilecek pek bir şey yok, Bayan Dunham. | Open Subtitles | لم تعد أشياء كثيرة تفاجئني في هذه الحياة يا آنسة (دونام). |
Sense beni hiç şaşırtmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تفاجئني على الإطلاق |
Eminim onu almak için çok uğraşmıştır ve onunla, beni şaşırtmak istiyordur ve siz de bunu mahvedeceksiniz. | Open Subtitles | أعرف أنها سعت جاهدة لتختار لي هدية و تفاجئني و أنتما ستفسدان ذلك |