"تفتقدي" - Translation from Arabic to Turkish

• özlüyor
• özlemiyor
• özledin
• özlemezsin
• özlediğini
• özlemeyecek
• özlemeyeceksin
• özlemeyeceğini

Paige, eski hayatını özlüyor olman gayet doğal bir şey.
يا (بايدج) من المنطق أن تفتقدي حياتكالسابقةكثيراً..

Bunu özlüyor musun? Cidden mi?
هل تفتقدي هذا ؟

- Çizburgerleri özlemiyor musun?
ألم تفتقدي شطائر اللحم بالجبن؟

Tahtımda oturmayı bu kadar çok mu özledin?
هل تفتقدي الجلوس على عرشي الى هذا الحد؟

Sahip olmadığını özlemezsin.
لن تفتقدي مالم تملكينه

Etrafında bir köpeğin olmasını ne kadar özlediğini söylemiştin.
أتذكر قولكِ كم تفتقدي إمتلاك كلب بالجوار

Londra'nın kültürel heyecanını ve insanlarını özlemeyecek misiniz?
ألن تفتقدي المجتمع والحماسة الحضارية للندن؟

Asıl olan ise Gabrielle... asla bilmediğin birşeyi özlemeyeceksin.
" مقصد القول " غابرييل لن تفتقدي ما لا تعرفين

Nedense bu şişeyi özlemeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca zehirlemiyorum, tamam mı?
اشعر بأنك لن تفتقدي هذا، كما أن هذا ليس سماً، حسناً؟

Babasını demek o denli çok özlüyor diye düşünüyorum.
لا احد يعلم كم تفتقدي اباك

Aileni de çok özlüyor olmalısın.
وربما تفتقدي والديكي كثيرا

- Sen de Dirk'ü özlüyor musun?
-ألا تفتقدي ديرك؟ -نعم .

babanı özlemiyor musun?
الا تفتقدي ابيك؟

Babanı özlemiyor musun?
-الا تفتقدي (بوجي) أبيك؟

Gerçekten bunu mu özledin? !
هل تفتقدي هذا ؟

Laboratuarı özlemezsin umarım?
لن تفتقدي المعمل ؟

Zor bir dönem geçirdiğini biliyorum. Shepherd'ı özlediğini biliyorum.
أعرف أنكِ تمري بفترة عصيبة أعرف أنكِ تفتقدي (شيبارد)

Bunu özlemeyecek misin?
إلن تفتقدي هذا؟

Hadi ama. bunu özlemeyeceksin.
بالله عليكِ. لن تفتقدي هذا.

Sen hevesle buraya gelip benim için çalışmayı kabul ettiğinde aileni bu kadar çok özlemeyeceğini farz etmiştim.
عندما وافقتِ بلهفة كبيرة لتأتي للعمل عندي... افترضتُ أنّكِ لن تفتقدي عائلتكِ لهذه الدرجة